DARBESİ ÖLÜM OLUR, SON VURUŞLARIN !...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ....BU ŞİİR : ...
…..................Bu şiir; yaşanamamış ,yarım sevdalara yazılmıştır Bu şiir ;parçalanmış bir ruhun feryadına yazılmıştır Bu şiir;yaralanmış bir kuşun kanadına yazılmıştır... Bu şiir ;gözleri ufuklarda bırakana yazılmıştır Bu şiir;yüreği bir kezzapla dağlayana yazılmıştır... Bu şiir ; sessizliğin ürperten o sesine yazılmıştır Bu şiirhicranın yakıp geçen nefesine yazılmıştır... Bu şiir ;umudun kopuvermiş o ipine yazılmıştır Bu şiir;aslında yokluğunun ta kalbine yazılmıştır... Bu şiir; vefalı bir gönülden sevdiğine yazılmıştır Bu şiir;sevdanın kalbi nasıl ,yaktığına yazılmıştır... Bu şiir ; belki de ıssızlığa, yalnızlığa yazılmıştır Bu şiir;hiç geçmeyen kavuran, susuzluğa yazılmıştır... ..............................…Bu şiir; anlaşılamayan tüm sevdalara yazılmıştır…
Nasıl Yaktığına !...
Vefasızlığına; boşlukta savrulan sessiz bir ağıt... Dur; neler çektiğimi,bir anlatayım sana ! Yollar senindir zaten; engel olmam, gidersin. Sitemlerim hüznümü ,yakın etsin ruhuna, Son sözlerini bana, işte o an söylersin. Dur;neler çektiğimi,bir anlatayım sana ! Belki gözyaşlarıma sen de eşlik edersin, Yollar senindir zaten; engel olmam, gidersin. Anlatayım, senin de canın acısın biraz! Ben yandım ateşlerde biraz olsun sen de yan! Suskunluğa yenildim dilde matemdir niyaz. Bu nasıl bir yaradır, için için kanayan! Anlatayım ,senin de canın acısın biraz! Pişmanlığın sel gibi aksın damarlarından, Ben yandım ateşlerde biraz olsun sen de yan! Sonsuzluğa uzanan bir ummandı bu sevda, Hani bir gün kalbimi, yüreğine açmıştım. Benim için sadece sen vardın bu dünyada. Sonra benzim sararmış utanarak kaçmıştım. Sonsuzluğa uzanan bir ummandı bu sevda, O gün hüzünlerimi sokaklara saçmıştım, Hani bir gün kalbimi, yüreğine açmıştım. Hatırla; fırtınalı, bulanık bir havaydı. Elimi uzatmıştım, belki tutarsın diye. Gözlerin tam karşımda acımasız bir yaydı! Kederlere direndim içimde varsın diye. Hatırla; fırtınalı, bulanık bir havaydı. Umutla beklemiştim sevgin de sarsın diye, Elimi uzatmıştım, belki tutarsın diye. Yağmurun sağanağa dönüştüğü zamandı, Bıkmadan, yorulmadan ne koşmuştum peşinden! Eskimedi hiçbir şey,sanki bugün yaşandı, İçin sızlamadı mı; insafsız yakışından! Yağmurun sağanağa dönüştüğü zamandı, Paramparça olmuştum inciten bakışından, Bıkmadan, yorulmadan ne koşmuştum peşinden! Yazık ki, aldırmadan uzaklaştın öylece! Efkârım alevlendi, kora döndü koynumda. Tutunduğum son dal da kopuverdi böylece, Hayaller de gidince, hüsran kaldı yanımda. Yazık ki aldırmadan uzaklaştın öylece! Feryadım zincir gibi halkalandı boynumda, Efkârım alevlendi, kora döndü koynumda! Anlasaydın umudu, önüne serdiğimi, Bırakır mıydın beni yolcusuz duraklara! Bilseydin geceleri, kabuslar gördüğümü, Düşürür müydün yine, bu dipsiz tuzaklara! Anlasaydın umudu, önüne serdiğimi, Emanet eder miydin karanlık ufuklara, Bırakır mıydın beni yolcusuz duraklara! Hangi yürek bendini, benim kadar yıkar ki! Bilemedin kendimi, nasıl tükettiğimi. Hangi acı; bedeni ,böyle derin yakar ki ! Yalnızca ben bilirim, eriyip bittiğimi. Hangi yürek bendini, benim kadar yıkar ki! Bir gün duyarsın burdan, sessizce gittiğimi, Bilemedin kendimi, nasıl tükettiğimi! Haydi, çek ipimi de kurtulayım bu candan! Darbesi ölüm olur, elbet son vuruşların! Farkım yoktu ki zaten, topraklarda yatandan, Sırtımda ağırlığı var bütün yokuşların. Haydi, çek ipimi de kurtulayım bu candan! Yavaşça öldürmesin, kaygısız duruşların, Darbesi ölüm olur, elbet son vuruşların! …………………....….........……mürsel emre doğan…Haziran,2010,İstanbul..Sancaktepe |
selam ve saygılar sunuyorum.