ÇÖLDEKİ DENİZ
Bir hasret titrerdi solgun dudaklarında..
Bir kuru yaprağın çatlamış , suya hasret damarlarında Korkardı aslında ... Nâr olmaktan Lâl olup gözyaşlarıyla avunmaktan Bir sessizlik boy salardı kıraç toprakların ana kokan avuçlarına Uzakların hissedilmeyen soluğu boğazına kaçarken son lokmasını yutkunur , hayatı gözlerinin önünden bölünerek geçer , bir çocukluğun acısıyla içi sızlardı Dur !diyemezdi aydınlığa saklanan yalnızlığına Karanlık olan güneşini takarken yazmasına Ağlarken tebessüm eden gözlerine çölden denizler ateş olup düşer, bir zemzem serinliğinde ferahlardı Safa ile Merve arasında yalnız kalan yüreği Sürekli tersine döndüğünde , hiç durmadan akıp boşalan bir kum saatınde birbirinden koparılan kum tanelerinin hasreti yazılırdı zamanın durdurulamayan hanelerine. Sonunu bilmeden yürüdüğü izlerin içinde kaybolur Sahrada damlayan bir su damlasının avuntusuyla Aşk’ın kavruk kokusuna adımlarını atardı . Ümmetti ! Kuldu ! Çölde gezinen asil bedeni.. Ne aradığını bilmeden arayan değil kendini kaybetmeden bulan yalvarışların tecellisi Sığınışın ,rabbe yakınlığın timsali İsmail´in annesi örtüsü geceyi örten , güzelliği güneşi gizleyen , Rabbe tefefekkürün , imtihanın adıydı O Çöl rüzgarlarının eserken incitmekten korktuğu güzelliğin perçem perçem döküldüğü gündüzün ve gecenin örtüsüyle bürünen bir kadın yakarışının adı, güllerin efendisine eş olacak ilk kadının filiziydi O Hacerdi ... Çölde ki ilk deniz Mim olan sessizliğin iç çekişiydi Çöl / Deniz isimli kitabın yüreklerde ki mim haliyle yazılmıştır 13/04/2010 duygusalca |