Arzuhâl Düşünce Yüreğine
Hayat beklerken...
Çiğ damlasıyla dolan Gözlerinin içinde Kanatlanırdı umutları birden Rüzgarlar öperdi tenini Çiçeklerin renginde Kelebekler konardı Gülüşlerinde ki gamzesine Çocukluğu miras kalırken Aynalı şekerinde Arzuhâl düşen yüreğini Gökyüzünde ki tuvaline Bir ressam çizdi elleriyle Küçük bir kız bakardı Yeşil gözleriyle Pembelerle süslediği Ağaç evinde Maviyle raks ederdi güneşin eteklerinde kına çiçekleri ekerdi orman dedikleri dev bahçeye birden ... Bulutlar diz çökerdi Umutlarının önünde Mazi denen düşlerinde Arzuhâl düşen yüreğini Gökyüzünde ki tuvaline Bir ressam çizdi elleriyle Ergenlik döneminde mülteci gibiydi Kendini giydigi gömleğiyle Öksüzlüğünü yüzüne vururdu Zaman Yıllar önce caldıgı sesiyle Yuvasız yüreğinde Hiç acımadan kirletmişti Yetim düşlerini Sevdası sözleriyle Tüm beyazlarla birikte Gelinliğini, Annelik özlemini Gömerken toprağa elleriyle Arzuhâl düşen yüreğini Gökyüzünde ki tuvaline Bir ressam çizdi elleriyle Büyürken ; Demlendi acılı yüreği Zamanın sızısı düştü Saçlarının teline Uçurtması takıldı Parmaklıkların gölgesine Yerde bir şiltesi Karanlığa yazdığı son dizeyle Artık özgürlük konmaz oldu Güneşsiz penceresine Yıldızlar kayarken Hayatın son nefesiyle Arzuhâl düşen yüreğini Gökyüzünde ki tuvalinden Bir ressam sildi elleriyle (Duygusalcadan hayatın en büyük ressamının tuvaline düşen bir dipnotla) |