AŞK DEDİĞİN...
Aşk dediğin:
Susmaktır ey sevgili! Gözyaşlarının ağıtları bastırmasıdır. Ses kısıklığıdır,gecenin karanlığında. Hıçkırmaktır sahipsiz umutlara. Tüm dizeleri sana bağlamaktır. Öylece uzaklara dalmaktır... Aşk dediğin: Beklemektir ey sevgili! Gelmeyeceğini bile bile beklemektir. Gözün hep yollarda olmasıdır. Halsizce uzakları seyretmektir. Ellerin sürekli açık kalmasıdır. Bir tarafın hep yarım olmasıdır. Çaresizliğin yansımasıdır... Aşk dediğin: Çöldür ey sevgili! Yanmaktır bir sevda için ’Mecnun’ olmaktır bir yüreğe Diyar diyar gezmektir. ’Leyla’ olmaktır bedenden öte Sızlamaktır hüzünlüce Kavuşamamaktır... Aşk dediğin: Gecedir ey sevgili! Karanlığa bürünmektir. Geceyi sana yazmaktır. Karanlığa siyah katmaktır. Gecenin bir yarısı saçlara ak düşürmektir. Yokluğunla uyumaktır. Hasretinle uyanmaktır... Aşk dediğin: Yanmaktır ey sevgili! ’Kerem’ gibi alev almaktır. ’Aslı’nın’ aslına aşık olmaktır. Dualar okumaktır bir gelinliğe Açılmayan her düğmede kıvılcımdır. Ah çekmektir. Son nefeste kavrulup kül olmaktır. Saçlara bulaşan kıvılcımdır. İki aşığın aynı sevda için yanmasıdır... Aşk dediğin: Balıklı gölde balık avlamaktır ey sevgili! Yasak olduğu için güzeldir. Odun olmaktır ateşe Sorgusuzca sığınmaktır. ’İbrahim’ gibi ateşi beklemektir. Karınca misali Bir damla suyla yol almaktır. Hakka,taraf olmaktır... Aşk dediğin: Eylüldür ey sevgili! Yaprakların yere düşmesidir. Umutların yok olmasıdır. Toprak ağlarken hıçkırmaktır. Yalnız kalmaktır. Gömülmektir Eylül’ün hüznüne Aylardan Eylüldür. Günlerden Cuma... Aşk dediğin: Boya sandığıdır ey sevgili! Küçücük bir yürektir. ’Boyuyalım abi’ boyuyalım sözüdür. Her fırçada kirlenmektir. Avuçların soğuktan buz tutmasıdır. Bir kuru ekmek parasıdır... Aşk dediğin: Kaderdir ey sevgili! Nasip demektir. İnşaat misalidir. Çalışan işçinin göçük altında kalmasıdır. Hem yapmaktır,hem yok olmaktır. Çaresizliktir. Mecbur olmaktır... Aşk dediğin: Ağlamaktır ey sevgili! ’Yakup’ (a.s) gibi ağlamaktır. Kör etmektir o gözleri Kanlı bir gömlektir. Ve bir kokuya hasret kalmaktır. Kuyuya atılmaktır. köle olmaktır. İftira yemektir. Zindandır Mısıra sultan olmaktır... Aşk dediğin: Ölmektir ey sevgili! Musalla taşına gülerek uzanmaktır. Cesedin mezara alışamamasıdır. Toprağın yüreğe birikmesidir. Sahipsiz bir mezardır. Ne geleni var, ne gideni Kuru bir ottur bekçisi Kimsesizler mezarlığına gömülmektir. Gelirsin diye Seni beklemektir... ’Aşk dediğin sana göre neyse...’ MEHMET ÖZMEN (20.03.2010) |