@ BUL BENİ GELİNCİĞİM
Gizlenmiş bir gelincik gördüm dün
Yemyeşil yoncaların arasında Kırmızısını saklasa ruhu görünüyor Tazeliğini saklasa ezgisi duyuluyor Sıkı sıkı tutunmuş toprağa Sanki birilerini bekliyor Yatıp derin bir çukura Görünen ruhunu çaldım uzaktan Kelebekleri izledim sonra Rengârenk kelebekleri Birbirlerini sobelerlerken Ne vakit yaprağına konsalar Diriltip gövdeni destek oldun Hiç üşenmeden Bin renk olsa, cihanı doldursa Değişmem artık kızılına alemleri Yaprağının değil, kalbinin kırmızısına elbette Bugün olmazsa bulursun beni Yarın cennette Güz olunca çektin içine rengini Alıp gövdeni gittin Herkes gitti Atı beyaz prens de Mehmet Amca da gitti Bir ben kaldım çukurda Bileti sonsuzluğa kesilmiş ufuk yolcusu gibi Örttü dört bir yanı çiğ taneleri sonra Belki mahur kar Belki de soluksuz yağan yağmur Dışımı kirlettikçe, içimi temizledi yağlı çamur Yatıp derin bir çukura Görünen ruhunu çalardım uzaktan Bilmezdi ki gelincik Görmezdi ki Sanardı emanet verdiğini Saltanatını kardelenlere Oysa onlar da birer bekçiydiler Kızıl ruhunun bekçisi Benim gibi Tenine toprak değse İçim ağlardı İçin ağlasa, toprağa gömülürdü göğsüm Yatıp derin bir çukura Görünen ruhunu çalardım uzaktan Kimse bilmezdi Tek masum hırsızlığımdı çünkü Sen de bilmezdin Ben de o zamanlar Yel vurdu bir gün Kuruttu yemyeşil yoncaları Gözlere serildi güzelliğin Kıskandırdın goncaları Sonra gittin Çıktım derin çukurumdan bu gece Bulmak için ruhunu Çözülsün artık bu bilmece Bu kara duman dağılsın Gücüm yettiğince haykırıyorum Duysun gökler, duysun deniz Duysun basitliğin sahte gücü Savrulsun sıradanlık Müziğin ılıklığı okşasın artık benliğini Duy beni, duy! Çıktım derin çukurumdan bu gece Buldum seni içindesin Görkemli bir şarkının bestesinde Bir de sen dinle gelinciğim İçindeyim ben de Aynı şarkının en ücra güftesinde... |