SIR ÇİÇEĞİ
Sığmamandan korkuyorum içime,
parmaklarımın ucunda açan sır çiçeği. Nasılda canlı kalmışsın serpantinler arasında. Elimi uzatsam değecek gibi yaralarına. İyi gelir mi bilmem efsunlu dudaklarım? Kar taşısam Palandöken’den yüreğim yettiğince, söndürür mü sevda yangınlarını? İçime alsam seni biliyorum solarsın, saksıda yaşamaz ki sır çiçeği. Sevişmekten çürümüş yaprakların. Hoyratça koklanmaktan. Kanarak değil, kanatarak içmişler can suyunu. İçime alsam seni sır çiçeği, yeniden açar mısın? Beslesem yüreğimin amniyon suyuyla. |