Yollar niye kapalı, kalbim aşk için ağlamalı!Alıp başımı sükunetin bağrına iltica ediyordum Ne kadar içinden çıkamadığım bir hal varsa ve kalbimi burkurak dağlıyorsa Çaresiz umutlara sarılıp, hülyaların ülfetinden yararlanıp ferahlıyordum Niye böyle bir halin ve cendereler içinde yoran hicranın sevdasında adımlıyordum Gönül perdesinden sahnelelen eserlerin dramatik yaşanmışlığı Kalbin inşirah için canhıraş yakarışı, sinenin vicdanla hüzün hıçkırıkları başlıyordu Tepelerden dur durak bilmeden akan ve aşk için izana yön veren suyun haykırışı Aklım için sualler hazırlıyor ve hayretler içine bir şakınlığa gark ediyordu Güzel bir buseyle tenime nüfus eden meltem içimi rahatlatmıştı Gün yanarken ve esrarı halken gecenin kollarına atılmanın manasını merak ediyordum Ne şiddeti sahneleyen poyrazın, ne suskun kalan narın haşyetinden korkuyordum Ufukların serencamından nükseden sevdanın süruruyla bir haller yaşıyordum Ve artık zerkedilen mananın heyacanıyla yeni bir lehçenin umudundaydım Ruhumu ferahlatan lisanın edebe mahsuz halinden fevkalade memnundum, anmalıydım Şimdiye kadar kalbime sökün eden ne kadar dert hasıl olmuş ve hali yormuşsa Manaya metfun senasında aşkı yudumalıydım ve vicdanımla aklanmalıydım Adeta suyun asaletinden sadır olan sevdanın erdemini ruhumla deruhte etmeliydim Alemi nefesin müşkülatından akseden hicranın ahını nefsimle barıştırmalıydım Ne yalın aklın sultasında ve ne de ilmin manaya ducar olan maslahatın koltuğunda Kimseyi avutmamalıydım ve ruhumun esaretine yol açan kapıyı aramamalıydım Nice eşiklerin hikmetine mepni vesileleri habersizce dışlamıştım Çünki yıllara sari avuntuların ve kandırlmışlığın ihatasında korkular yaşamıştım Ne hakkıyla çocukluğumu ve ne de gençlik hülyalarımı umutla yeşetmiştim Talan edilmişliğin ve zerkedilen güvensizliğin kurbanı olarak bizar kalmıştım Mustafa CİLASUN |