Sen şiirlerimdeki ebemkuşağısın…
Gidengelmez dağlarının hışırtısı okşuyor
göğsümün umarsız koyaklarını Aşk ve yalnızlığın sürgünleri sarıyor üşümüşlüğümün kirli yorganını Donuk gözlerimin umutsuz cemrelerinde geceler gölgeme soyunuyor Yalnızlığın mavi gölgesi şiirce yanıyor öpüşlerinin kavı ellerimde ıslanıyor… Sen unutulmamaya atılan imzam gönlümdeki çentiğimsin benim Damarımdaki örgütsel bildiri kendimle küs hallerimsin Bekleyişlerin güvertesinde sen ufuklara siper ettiğim elim gibisin Ah yar… Ölümsüz gökkuşakları biriktirdim sana Astım dönenceli iklimlerin alaca şafaklarına Yağmurdan sonraki ıslaklığımdın oysa ömrümün hicranına yağan çiy gibiydin… Ruhumun mealinde anlam, içremdeki yoksul aşksın Sen sevdanın zirvelerindeki asil ve kanayan kanadımsın Kopmuş bekleyiş düğmem, aşk şarabımdaki porsun Şifa olmazsan yarama, dilimdeki aciz narasın Gönlümde tiz bir ıslık, şiir sokuluyor tenime Yüreğimde sevda gülü, adın düşerken repliğe Şakağımdaki yalnızlıksın İşveli karanlığın işgalindeyim Vur özlemine yar, karala sevişmesiz günlerimizi kanayan bedeninin devinimiyle Bilesin ki yar Sen şiirlerimdeki ebemkuşağısın… Selahattin Yetgin |
Diğer şiirlerinizde cümleler daha uzun oluyordu sanırım.
Aman şimdi başkasıyla karıştırmadım inşallah:)))
Selamlarımı bıraktım.