Ne söyleyim, aşkın şevkinde eriyeyim!Hiçbir ses ve nefesin duyulmadığı sessizlikteyim Ne ruhumu şad eden vecdin sürurruyla barışık bir haldeyim ve ne de davalıyım Ne maziyi sayfalarına gömen anıların sofrasındayım Ne de atimi galeyana getiren sosyolojik argümanların esertinde bir hancıyım Sanki unutulmaya yüz tutmuş bir umudun yorgunluğunda yolcuyum Ne kadar hakkıyla bir kul olduğumun farkındayım Veya zafiyetlerimin vurgunluğunda sevdaya açılmış bir yılgın soluğum Vadedilenlerden habersiz, sahnelenmiş rollerden nasipsiz bir halde savruluyorum Ne aklım suallerin serencamında kifayet ediyor Ne hasretine ram olduğum sessiz yar sinemin ahına temaşa ederek serinletiyor Bir nefesin ülfetinde ne varsa, aşk bu dert için sevdalanıp sayıklasa yetmiyor Hakikatin kulaklarını çınlatarak vefanın kadrini tefekkür ediyor ve sızlıyor Hasret yüreğimin makus köşesinde derdimle halleşiyor Umut ne kadar sabırla yad ettiğim ibreti hakikat varsa idrakime sesleniyor Nasip, hangi vakti bekliyor, kalbim yine hıçkırıklarını çaresiz gizliyor Nasıl bir cengaverlik ki iradeden vazgeçirip maverayı hal için ayan ediyor Ne sen sor ve ne de ben hali fakirliğimi serdederek ağlayayım Sanki çıktığım yolun bezirganlığında avunan bir bahtı kara canı davacıyım Kime arz ederim, nasıl ayam ederek edebi görmezden gelirim, ar ederim Ecrin vuslata abat olan sayına umut bağlar ve yüreğimi aşka bağışlarım Ne bir ses çıkartırım ve ne de ruhumun hicran damlalarına sığınırım Kalbimin en münbit köşesinde anlamlaşan asudelikle sükutun iksirini yudumlarım Ne hasrettiğim vicdanı ayıplarım ve ne de ses çıkartmayan yari lanetle anarım Gönlümün açılmayan kapısında hakka yalvarıp, aşk için secdeye kapanırım Mustafa CİLASUN |