BİR EVLADIN GÖNLÜNDE "BABA"Babacığım 21 Şubat 1995 Sızım sızım sızlatır yüreğimi, Senden gelen her anı. Bir ses duysam senden, Bir fısıltı... Dağları devirir gelirim sana. Öylesi zor bir acıyla bıraktın ki, Öylesi bir özlemle. Uzansam tutamam, Seslensem duymazsın, Göz yaşımı silemezsin, Dön desem dönemezsin. Bekle...geleceğim. Senin yolundan gidip, Senin gibi gururlu dimdik, Dürüstlük abidesi olup, Savaşıp hayatla Ama...geleceğim. Serap Hoca --------------------------------------------------- Bir Dönsen -Babama- Bir dönsen bana derinden, Biter elbet tüm dertler. Çünkü sen çiçek çiçek, Yüreğime işlenen bir gülsün. Bir dönsen bana yürekten, Umut dolar şu gönlüm. Ellerim çiçek çiçek, Sana doğru koşarım, bir dönsen. 29.11.2003 Serap Hoca --------------------- Gidene Ağıt Ta uzaklardan bir ağıt, Hüzne sarıldı bulut. Ayşelerin, Mehmetlerin, Tükenişinin resmi. Fırat mı yaktı yüreğini, Bolu Beyi mi dağladı gözlerini? Dipsiz bir kuyu gözbebekleri Ve susuz... Hazana dönen yürek nerde, Umutsuz gülüşler hangi yüzde? Nedendi bu çığlıkların sessizliği? Çıkmaz bir yolda, Bile bile gitmek... Ellerindeki nergislerin, Yüzlerindeki gülüşe karışması Ve olmazla karşılaşmak. Bitti demek, Kabullenememek, Yaşamanın yükünde kalakalmak... Sevda mı ağır bastı, O dimdik duvar mı yok etti Gün be gün cıvıldayan sesini; Kim bile? Sadece gitti, Veda etmedi ya da edemedi. Bunca ağlayışların okyanusunda, Yüzüp gitti sevdanın yelkeni... Giden, bilir miydi ki Çıkmaz yollar da açılır. Kalan, bilir miydi ki Duvarlar da yıkılır. Saçının bir tek teli bile, Benzemezken kimseye, Her ak saçta onu anmak... Sevgi dolu gözleri bile, Bakmaya kıyamazken ona Bakamaz olmak... Başucundaki çam ağacının kozalağında, Ondan bir nefes bulmak, Buradayım dediğini duymak Ve bir olmak... 11.10.2004 Serap Hoca ----------------- Babam Uzak kaldım bu bayram Ellerim değemedi taşına Veremedim kuşlarına su Ve bakamadım hayaline... Canım babam... Nasıl da özledim... Bilmezsin yüreğimi Bilmezsin düşüncemi... Bilme. Üzülme sen. Gözlerim bulut oldu Yüreğim çağlar oldu Karardı gözlerim de Göremez oldu... Hayat bu muymuş? Ipıssız bir ormanda Kanadı kırık bir kuşum.. Gelsem yanına, Sarılıversem sana. Babam! Atam! 18.11.2004 Serap Hoca ------------------- ------ Babam Hakkını Helal Et /Mektubum Var Gaibe Canım babam, Ben mi bilemedim, hayat mı dizdi engelleri önüme de? Vakit denen kavramın nelere muktedir olduğunu bilemedim... Şimdiki aklım olsaydı gözlerinin içine baka baka seni ne çok sevdiğimi söylerdim, ama diyemedim, hiç diyemedim. Benim için yaptıklarının bilincindeydim hep, ama neden demedim ki sana hiç çok seviyorum seni diye; bilmiyorum. Bildiğim şöyle kucağında oturduğum ve sana doya doya sarıldığım günleri hatırlamadığım. Televizyon seyrederken uyur kalırdım da beni odama götürmek için kucağına aldığında uyansam da belli etmezdim uyandığımı ve sarılırdım hissettirmeden. Neden doya doya sevmezdik birbirimizi ya da neden sevgi kelimelerini kullanmayı bilemedik.Oysa bilirdim çok fedakardın, hep bizleri mutlu etmek için ömrünü harcadın. Çocuklarının düğününde bile resmi elbiseli görmek nasıl onurlandırırdı bizi. Bilemezdik ki kendine takım elbise alacağına bizim bir eksiğimizi gidermeyi düşündüğünü. Hatırlıyor musun, Kastamonu’ya tayinim çıktığında, İzmir’e okumaya götürürken önüme düştüğün gibi bana can yoldaşı olduğunu...Hep dürüsttün, bir kuruş haram lokma girmesin istedin kursağımıza. Ben şimdi ne deyim; nasıl sarılayım sana, nasıl öpeyim o gül yanaklarını, nasıl öpeyim ellerini? Öyle özledim ki...Hayatta hiç kimse senin yerini tutmadı., tutamazdı da...Yanına gelebilmek, toprağına dokunmak da yetmiyor. Neye seviniyorum biliyor musun? ...Sana hiç yanlış yapmadım, başım öne hiç eğilmedi, duyar da kızar diye korkacağım bir şeyi hiç yapmadım..Biz dört kardeş -dediğin gibi -kenetlendik birbirimize, anamızı baş tacı yaptık, yavrularımıza helal kazancı öğrettik, dürüstlüğü öğrettik...İnsanın hayattaki en güzel eseri ardından kendine Fatiha okuyacak yavrularıymış..Ne mutlu sana babam...Benim babam olduğun için seninle hep gurur duydum...Ellerinden öptüğümü bil babam...Yoksun ya..olmasan da..senin git dediğin şu yol var ya..o yoldan gidiyorum...Elini koy kalbime..bak sen diye atıyor babam, atam! ’Hocanım’ derdin ya hep bana...Gene de olur mu, yanına gelince... Hakkını helal et babam... 13.6.2006 Serap Hoca ---------------- DUYAR MISIN Kİ BABAM? Elimde asam ile varsam yanına, Toplasam kurumuş çiçeklerini. Çöküp dizlerimi değsem tenine, Toprağa akıtsam şu dertlerimi. “Desem ki yel eser de efil efil, Neden hâlâ dumanlı dağlar? Sular çağlarken serin serin Neden hâlâ yanar bağlar? ” Bir derin ah etsem sana doğru ben, Görmeyi dilesem o nur yüzünü, Buz gibi taşlara sorsam seni ben, Yel olsam da dağıtsam bir bir hüznümü. “Desem ki gel güneş ol da nar olup yakma. Feryada figana koyma dünyayı. Bağrına taş diye sevdayı sarma, Görmeyen gözlerin halini tanı” Bu çamı kim dikmiş senin yanına? Sen gibi sarar gölgeler beni. Ötelerden sesin geldi ah kulağıma, Yavrum der gibi sardı hep beni. “Desem ki bir taş yolda gider idim, O yalnız yürekte can olsaydım ben. Ne elayım ne yeşil bir kuru dal idim, Oturdum şu taşa gül olsaydım ben.” Bilirim kızarsın kaşını çatıp Misafire gelişi sorulmaz ki hiç. Vakit erken dersin yürek sızlatıp Kalayım derim de duymaz mısın hiç? “Desem ki umut çiçeğini büyütemedim, Şu kırık saza tel taktıramadım, Ak güvercini ben hiç kandıramadım, Öte git cancağızım hasbıhalim var.” Asama tutunup kalktım yerimden, Toprağını suladım gözyaşımla ben. Bir of bile çekemedim inan saygımdan, Sızlayan ruhumla geri döndüm ben. KIZIN |