saygıdeğer üstad
her kelimesi ilham içeren düşündüren bilgilendiren sürükleyici ve nadide eserinizi tebrik eder başarınızın devamını dilerim
şiirlerinizi okuma şansına sahip olduğumuz için şanslıyız
namütenahi saygılarımla
tebrikler

utandırdınız hocam..
Alel acele şiirlerle ,emek verilenlerin farkı şamar gibi..
Yanan yanağımı alıp avucuma okuyayım ben şimdi..
Şiir yazdığımı düşünüp ortalıkta dolaşıyordum yahu!.. Vallahi utandım.

Saygımla..

Bu kadar sevilmeyecek hangi mahlukat bu böyle bir şiir yazdırmış:)

İçim daraldı vallahi.

Herhalde şiire muhatap olan olay , olgu ve bütün de darlığını derinden hissetti eminim...

Tabi ki sevemiyeceğimiz dünya üzerinde yerler ve yurtlar var sevilmeyi de asla haketmeyecekler biliyorum.

Ellerinize yüreğinize sonsuz saygılar...

güzel şiir olmuş:
okuduğuma değdi..

çok çalışmam gerek hocam. ders aldım. saygımla.

Sevmek; bir gönül için saadet-i devlettir
Ne var ki seni sevmek; devlete ihanettir! ;


sizi okuyunca
şiir'e verdiğiniz değeri görünce

acaba bir gün ben de yazabilir miyim sizin gibi diye düşünüyorum

iyi ki sizi tanıdım
var olun

SEVGİNİN HER HALİNİ ÇOK ÇOK MANİDAR ŞEKİLDE DİZELERE DÖKEN HOCAMIZI CANDAN TEBRİK EDİYORUM.VAR OLAN BAŞARILARINIZIN DEVAMI DİLEKLERİMLE SELAM SAYGILAR...

Şiir böyle harika olunca,yazılacak her yorum,söylenecek her söz yanında boş kalıyor...
Fazla söze gerek yok,usta kalem yüreği konuşturmuş,bize tebrik edip sayfasına selamlarımızı bırakıp çıkmak düşüyor,
selam ve dualarımla

her an siteme giremediğim için
sevgili dosların şiirlerini sonradan elimden geldiği
kadar ulaşmaya çalışıyorum özürm kabul olur inş.llah
selamlar hürmetler....
sizin şiirlerinizi takip ediyorum dost

ÖRNEK çalışmanızdan dolayı
inşallah payıma düşeni almıştırım
hürmetler

...şiir ,hece yazmaya çalışanlar için baştan sona ders niteliğinde..dünden beri şiiri şeklen bu anlamda incelerken çok şeyler öğrendiğimi ifade etmeliyim evvela ..ben de A . Mahkemesi gibi 'şekilden bakacağım ' diyerek birazdan esasa geçeceğim :

*şiirin ;'günün şiiri' oluşu ancak şiirde kendine yol bulmaya ve mesafe kaydetmeye çalışan şairler işin onore edici bir paye ve cesaretini artırıcı bir taltif aracı olabilir ancak.. hal böyle olunca ne yazdığını bilen ve şiire her yönüyle hakkını veren ve artık birilerin paye vermesiyle payelenemeyecek kalemlerin,böyle ödüllerle taltif edilmesi; şiirinin daha fazla okunur olmasından başka şairine bir katkı da bulunmayacaktır ,diye düşünüyorum ..nasıl ki şiirleri güne seçilmediğinde şiiri, hiçbir değer yitikliğine uğramayacağı gibi..bu sebeplerden dolayı ,Emin ağabeyin şiirlerinin güne düşmesi veya düşmemesi şairi açısından olumlu ya da olumsuz bir sonuç doğurmayacaktır kanaatindeyim;çünkü yazdığı her şiir zaten değere tabi tutulamayacak kadar güzel...

* Seni sevmek ,diye başlayıp bitirilen bir şiir ..bu kadar uzun bir şiiirde anlatım sıkıntısına ve anlatımda tekrarlara düşülmemesi şairin ne kadar donanımlı olduğunun bir karinesidir..ve ben bu yönüyle hayranlık duyuyorum ağabeyime ..aynı kelimelerin sık kullanıldığı ve aynı minvaldeki mısraların var oluşu şiire zaafiyet getirir hep -ki bu benim şiirlerimin kusurlarındandır- ama ben Emin ağabeyin şiirlerinde neredeyse bu zaafiyete hiç rastlamadım..

*Seni sevmek ... diye anlatılan bir şiirde ,elbet bir kelime gurubu sık tekrarlanmak zorundadır..unutmak,adlı şiirimde ben de unutmak, kelimesini ard arda kullanmıştım,çünkü anlattığınızı vurgulamak gereği hasıl oluyor bazen..ben şiirdeki bu tekrarların (bazı arkadaşların dediği gibi)bir nakıslığa sebebiyet verdiğini değil bilakis şiirin omurgasını ve anlatım yönünü kuvvetlendirdiğini düşünüyorum..

* geleyim ,şiirin esas yönüne...sevmek ,Rabbimizin ne büyük ikramıdır ..ki sevmek Allah adıyla olduğu an en güzeldir..O'nun adıyla başlamayan her işte bir kusur yok mudur ? Allah ismi her hayrın başıdır ..mecazi sevgiler de bir lutuftur ve haddi aşılmadığı sürece ve Yaradanın rızası doğrultusunda sevildiğinde İlahi sevdaya kapı açar hüviyettedir...sevmek ,Rıza-i ilahi doğrultusnda oldukça güzeldir...sevmek Allah için ..sevmemek Allah için...yaklaşmak Allah için ,uzaklaşmak Allah için...

...basiret ne kadar önemlidir ,bakmak ve görmek...bazen gözlerimize perde iner batılı hak görürüz..hakkı da batıl ...yıllarca sevdiğimizii zannettiğimizii hiç sevmememiz gerektiğini anlarız da bir pişmanlık belirir içimizde..ya da sevmediğimiz hatta nefret duyguları beslediğimiz kişileri aslında sevmemiz gerektiğini anlarız,aleyhinde konuştuklarımızın hiç de göründükleri gibi olmadığını ve bizim yanlış algıladığını farkederiz de iş işten geçmiştir ve biz zannımızla ve gıybet etmiş olmakla ve büyük bir pişmanlıkla kalıveririz...

...dua ne kadar önemli..Rabbimiz,kendini ve Resulünü sevenleri sevmeyi nasip etsin ..Onları sevmeyenlerden bizi kalben uzak eylesin..Sevdiğini Alllah için seven ,sevmediğini de Allah için sevmeyenlerden olalım..Rabbim bize nefsiyle bakmayı değil hakikat penceresinden bakmayı nasip etsin...

...şiir,beni içerik olarak bu muhasebeye sürükledi...Rabbim sevdiğimiz ve sevmediklerimizde bizi hataya düşmekten alıkoysun ..(amin...) Bu iç muhasebeyi yapmama vesile olduğunuz için de sağolun ,Rabbim razı olsun ebediyyen...

................................Ebedi bir selam ,saygı ve dualarımla ağabey


Mürsel Emre DOĞAN tarafından 6/14/2010 2:00:56 PM zamanında düzenlenmiştir.

Öncelikle şiiiri ve Kalem'i kutlamak istiyorum.

''Sevmek'' olgusu üzerinden hareket edilince,yapıtlarla yaşamlarımız arasındaki ilişkilerin gücünün ne denli güçlü olduğuna bu harika şiir en özgün bir belge işlevi de taşıyor.

Baştan sona,kopmaksızın ;ama dalga dalga akan bir şiirsellik.
Şiirin bir okur olarak beni,sulamakta olduğu lirizm coğrafyasında gezdirmesinden sonsuz keyif aldım.

Erdemle / Selamlarımla.

"işte hece böyle yazılır haddinizi bilin kendinizi geliştirin diyen bir "şiir abidesi"...


içeriğiyle her ne kadar yakın dönemde yaşananlar olarak algılansa da

yazılış biçimi ile şiir;

özel
sosyal
toplumsal
bölgesel
politik
inançsal
vs ..

gibi geniş bir yelpazeyi kapsar biçimde kaleme alınması ile de dikkat çekici...




beyit dörtlük ve bentlerden oluşan çapraz uyaklı şiir görüntüsü ile de bende çağrışımlar uyandırdı...


ilk beyit:

adem
havva

ilk var oluşum ademoğlunun yeryüzünde var oluşu zaman kavramı insanlığın tarihinin başlangıcı



ilk dörtlük :

adem
havva
habil
kabil


aile -birlik kardeşlik kavramı -ve birliğin katli "ilk kardeş cinayeti"...ilk insanlık suçu .....mevsimler..değişim...



12 lik bentler : topluluk oluşturma kabileler uluslar...aylar....burçlar...kader kavramı içinde zuhur edenler...

(Hz. Süleyman memleketini 12 eyalete ayırarak her birine birer vali tayin etmiş; böylece ülkenin daha iyi idaresini sağlamıştır.
12 eyalet olmasının sebebi her bölgeye yılda bir ay devlete karşı mükellefiyetler koymasındandır. )




"Sevmek; bir gönül için saadet-i devlettir
Ne var ki seni sevmek; devlete ihanettir! ;

Seni sevmek; yiğidi vurup önce sırtından
Sonra, yanan ağıda yaşla tempo tutmaktır"


"Seni sevmek; bir gülü tomurcukken budayıp
Adıyla, kokusuyla zakkuma döndürmektir"



yakın süreçten tarihsel politik açıdan bakarsak
"yaş antlaşması " osmanlı imparatorluğu'nun dağılma süreci
bir imparatorluğun çöküşünde dönen oyunlar vs ...gibi değerlendirebiliriz...


dünyanın yeryüzündeki en eski mabedi birlik beraberliğin sembolü iken bugün gelinen nokta ve yaşananlar..


tevrat
ağlama duvarı
peygamberimiz ve gül tomurcuklar = muhammed ümmeti ...
inançları çıkarlarına politikalarına alet edenlerin insanlığa zulmedenlerin hüsran olacak sonları kuran'da belirtildiği üzre..

kuran- kerim

"Muhakkak ki zakkum ağacı günahkârların yiyeceğidir."



Seni sevmek; bakıp da göremeyen körlüktür!
Seni sevmek; fıtrata en büyük nankörlüktür! ;

Seni sevmek fitnedir; " Vâkıa-i Cemel’i "
Mâsum bir ahaliye fütursuz yaşatmaktır.
Zıtlaştırıp, gayeye düşman edip emeli
Talâk-ı selâseyle habersiz boşatmaktır.




"Hz. Ali camide minbere çıkar ve «Bizim masum Halifemiz öldürülmüştür. Yerine bir halife seçmemiz lazım. Aranızdan birini seçin» der. Herkes Hz. Ali'nin halife olmasını ister ve kendisine biat olunur. Fakat orada bulunanlar, alelade insanlardı. Mühim olan şahsiyetler oraya gelmemişlerdi. Abdullah b.Ömer, Talha, Zübeyr vs. gibi yüksek şahsiyetler oraya gelmemişti. isyancı yahudiler, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr'i tevkif ederek onlara, «Şayet biat etmezseniz, sizi öldürürüz» diye tehditte bulunurlar. Bunun üzerine anılan şahıslar, tehdit altında biat ederler. Medîne'deki İslam ordusu, Hac için Mekke'ye gittiğinden, Hz. Ali yi koruma vazifesini, Mısır'dan gelen bu yahudi ordusu üzerine alır. Bunlar, kısası tatbike izin vermezler. Yani Hz. Osman'ın katilinin yakalanıp, öldürülmesini istemezler. Bunun üzerine ne yapacağını bilmeyen Hz. Ali bekler. Yahudiler, bununla iktifa etmeyip, fitne fesatlarına devam ederler.

İslam Devletinin her tarafına mektuplar yazıp şöyle propaganda yaparlar: «Halife öldürüldü. Onun yerine geçen yeni Halife, yani Hz. Ali, kısas tatbik etmek istemiyor; işte bunun için yeni halifeye isyan etmek lazımdır. Bu hususa dair, müşahhas delillerimiz vardır». Hz. Aişe'nin ağzından birçok mektup yazılır. Ve bu mektuplarda, güya Hz. Aişe şöyle der:«Ey müslümanlar, Hz. Ali'ye isyan ediniz.» Daha sonra Hz. Aişe'ye, «Sen böyle mektuplar yazdın mı?» diye sorulduğunda o, «Vallahi, ben hiçbir zaman böyle şey yazmadım» demiştir. Ve böylece aynı komplo devam eder.


Son olarak da Hz. Aişe ile Hz. Ali arasında vuku bulan Cemel hadisesinden söz edelim.

Hz. Aişe, Talha gibi yakın akrabaları ile Basra'ya gitmişti. Çünkü O, Hz. Ali'nin kısası tatbik etmediğini gördü. Muhtemelen yahudiler
O'na da Hz. Ali aleyhine mektuplar yazmışlardı. İşte bunun için Hz. Aişe, Basra'ya gidip, İslam kanununu tatbik etmek istedi.

Hz. Aişe'nin isyan haberini alınca, Hz. Ali de bir ordu başında hareket ederek, isyancıların, Basra'daki Beytü'l-Mal'a ait hazineyi yağma etmelerine mani olmak ister. Her iki ordu «Hav'ab» denen bir yerde karşılaşır. Bu sırada, her iki tarafta da iyi niyetli müslümanlar vardı. Bunlar dediler ki «Biz niye savaşıyoruz? Her iki orduya niçin savaştıklarını soralım». Hz. Aişe'nin tarafından birkaç kişi Hz. Ali tarafına geçip, «Niye bizimle savaşıyorsunuz?» diye sorarlar. Hz. Ali cevaben, «Çünkü siz isyan ediyorsunuz, benimle savaşmak istiyorsunuz?»

Aynı şekilde, Hz. Ali tarafından birkaç müslüman, Hz. Aişe tarafına geçip, «Niçin savaşmak istiyorsunuz?» diye sorarlar. İşte bunlar gerçek müslümanlardı. Ve bundan hemen sonra, anlaşmazlıklar ortadan kalkmıştır. Her iki tarafta mutabakata varırlar: «Harp olmayacak, şu şartlarda anlaşılacak vs.» deyip anlaşırlar. Bu şekilde barış temin edilince, herkes sakin bir şekilde uykuya dalar. Bu sırada ibn Sebe oradadır, bu barış haberine memnun olmamıştır. Gece yarısından sonra, yanına birkaç yahudi alarak, Hz. Aişe'nin tarafından, Hz. Ali'nin tarafına doğru hücuma geçer. Gece baskını olunca, birkaç kişi öldürülür. Kimse ne olduğunu anlamadan uyanır ve savaş başlar. Hz. Aişe, Hz. Ali'nin ihanet ettiğini, Hz. Ali'de Hz. Aişe'nin ihanet ettiğini sanır. İşte Cemel savaşı böyle başlar. Görüyoruz ki bu olayda müslümanların bir hatası yoktur. Tamamen yahudilerin çevirdiği bir komplodur. Kaynaklara bakılırsa bu açıkça görülür. "



habil'den kabil'den kudüs'den kabe'ye ve günümüze ulaşan bir süreçti şiirin içeriği geniş bir yelpazeyide kapsayan biçimde...


sevgi saygı birlik beraberlik varoluş sebebimiz... iblislere iblisvari tutumlara karşı insanlığı parçalayan zulm eden zulmete sürükleyenlere karşı uyarı insanlığa davetti şiir aslında...

içeriğiyle kitap yazılacak bir şiiir...bilgi teknik işleniş şairine özgü duruşuyla örnek oluşturan olağanüstü başarılı bir çalışma...
iyi ki varsınız iyi ki yazıyorsunuz çok değerli şair dost sevgili Oflu...


sevgim saygım tebriklerim günün şiirine çok değerli şairine...





SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ tarafından 6/13/2010 11:40:09 PM zamanında düzenlenmiştir.

Şairim diyene haddini bildiren bir şiir daha...Allah nice büyük eserlerinizin devamını nasip etsin hocam.

Ey israil ey lanetli kavim ancak ve ancak seni sevmek bu kadar çirkin bir harekettir.Saygıdeğer hocam şiirinizi ,emeğinizi ,yüreğinizi kutlarım .saygılarımla

sevmek bazen uçurumdan seni kurtaran kelebek kanadı...

bazen de seni uçuruma davet eden çelikten iptir...

tebrikler...

Keskin bir sitem olmakla birlikte ders çıkalılabilecek tartışımaz bir şiir
saygılar

Gülle vuruşlu, unutulmaz bir sevgi şiiri.
Kutlarım yürekten.
Saygılarımla.

Abi ne yaptın sen böyle?

"Kim ki o?" demeyeceğim..

Soluksuz okudum, soluksuz gidiyorum..

Teknik değerlendirmeleri ustalar yapmış zaten.. Ben gibi amatör şair adayı sadece zevk alır böylesi şiirlerden..

Saygılar...

BEN BU ŞİİRDE ŞİİRE VE SEVGİYE AYKIRI HİÇ BİR OLUMSUZLUK GÖREMEDİĞİM GİBİ AKSİNE ŞİİRDEN DERS ALMAMIZIN VE SEVGİYE BİR YÖN VERMEMİZİN GEREKTİĞİNİ HİSSETTİM VE KAVRADIM,TEŞEKKÜRLER DEĞERLİ HOCAM AYRICA SAİZİN ŞİİRİNİZİ TENKİT EDEBİLMEM İÇİN EN AZINDAN SİZİN KADAR BAŞARILI VE USTA BİR ŞAİR OLMAM GEREKİR,KUTLARIM TEKRAR,SEVGİ,SELAM VE SAYGIMLA...

teknik işi ustalara kalsın, şiir okuru olarak bir yorum yapmak gerekirse, çok sert yazılmış dizeler. benim esas öğrenmek istediğim bu şiirde konu edilen sevgi ne sevgisi? kimi ya da neyi sevmek bu kadar travmaya yol açıyor. eğer burada bir insandan bahsediyorsak bu travmalar çok çok fazla.. ancak toplumsal, sosyal, politik bir sevgide böylesine yıkıcı ibareler kullanılabilir.. ben şahsen şairin hain bir düşmanı ki "bu bir "birey" değil," sevmeyi kasdettiğini düşündüm birçok dizede...

sevgilerimle..




lidya tarafından 6/13/2010 4:47:32 PM zamanında düzenlenmiştir.

şiirde tekrarlar kulağa hoş gelmiyor...çok fazla "seni sevmek" kullanılmış...

Acımış/acıtılmış derin isyan/sitemlerde olan kızgın, buruk 'Yürek', 'Şiir' der ki; Ee be hayat! Bilmezdim 'nefret' etmek 'nefret' denilen duygu ne, öğrettin/öğrendim.. Meğer bir insanın nefret ettiği nesneye/kişiye karşı isyanından öte insanın nefret ettiğine karşı tutunduğu durumdan dolayı içinde bulunduğu ezikliğe isyanıymış..
Ey sevgili; Keşke nefret bile etmeyebilsem senden.. Öylesi çok sevdim ki seni, öylesi büyük oldu ki aldanışım bak nefret edecek kadar. En çok nefret ettiğimse aslında kendim! Seni böylesi seven/sevdalanan; sevmeye/sevilmeye inanan yüreğim. Ondan isyanım böylesi dolup, taşar.. Sevmediğin, değer vermediğin, önemsemediğin birinden nefret eder mi insan?
Ey zaman denilen; Öğrettin/öğrendim ki nefretle, anıların/yaşanmışlıkların en derin ağları kurduğu kuyulara hapsedermişsin insanı.. Şimdi yanan bir yürekle hayata; geçmişin /yaşanmışların her birine o yanık gözlerle bakıyorum.. Işıkla yanan/tutunan kalbim, bak şimdi bir cehennem yerine dönüşüverdi..
Oysa sevmek; karşısındakinin sevgisini sorgulamamaktır. Sorgusuzca sevmektir. Sevdayı/sevmeyi/sevgiyi /sevgiliyi lekelememek/kıyamamak, onunla nefes almak, vermektir..
Şaşıyorum kendime! Şaşıyorum böylesi halen seven yüreğime! Şaşıyorum bana bunu yaptıran sana! Ve şimde ben; yürüyorum/yaşıyorum ama ben değilim sanki yürüyen/yaşayan.. Her bir adımım da kendimden biraz daha geride kalıyor benliğim.. Nefes alamıyorum, boğuluyorum sanki..
Ve senden uzak bir ben çıkıyor ortaya.. Gülsem bile; her gülüş hüznümün başlangıcı oluveriyor ve korkuyorum gülmelerden..
Korkuyorum artık sevmekten/sevgiden/seviyorum demelerden! Bunca yaşanmışlarım yüreğimdeyken ve kanarken yüreğim, korkuyorum! Bu galiba sonunu bildiğim birşeye başlamak istememek.. Ya da bunların tekrarını yaşamaktan korkmak! Kimbilir...
Aslında öylesi fazla ki hayallerim, özlemlerim.. Öyle fazla ki kavuşmalarıma engel oluyor.
Ve sen hayat denen! Duy dinle! Senin içimde yarım/eksik bıraktığın özlemlerim/düşlerim/umutlarım öylesi çok ki...! Ve bunca acıtmana, yaşattıklarına/yaşanmışlıklarıma ve tüm isyan/sitem/korkularıma rağmen, gariptir ki halen biryerlerde temiz/masum/kirlenmemiş, kirletilmemiş sevgiler, yürekler/insanlar olduğunu biliyorum ve inanmam/tutunmam bundandır...! Olmalı.. Çünkü sana olmasa da; ben sevgiye/sevdaya, sevmeye inananlardanım.. !
Çok büyük keyifle okudum dizelerinizi.. Aynı sözlerin tekrarı göze/ruha fazlalık gelip yorar normalde insanı. Hiç yormadı. Tam tersi; yüreğin, duygularını anlatmakta, altını çizmekte, dikkat çekmekte öylesi ustaca kullanılmış ki; daha da çok vurgu olmasını sağlamış, yakışmış. Tıpkı güne layıkıyla/hakkıyla yakıştığı/yaraştığı gibi...
Daim olsun yüreğiniz/kaleminiz Sn. Şair..
Dilerim hayat denen 'artık' acıtmasın/acıtılmasın yüreğiniz(i)..
Saygı ve sevgilerimle...


sera. tarafından 6/13/2010 6:50:42 PM zamanında düzenlenmiştir.

Merhabalar Sayın Üstadım,


Şiir ki ruh ve yüreğin sancılarının ürünü , şiir ki bu ürünün muhtevasını en vurgun haliyle sunumunu üstlenmiş üstün dilin imbiğinden sabırla, emekle, bilgiyle , duyguyla, yürekle , akılla damıtılan sanat eseri.Edebi dil.
Bu dilin ihtivasında neler yok ki dünya görüşü, şairin şiir poetikasının yansıması, müzik, ses, ahenk, dizayn, hepsinin uygun ölçülerde kullanılıp sentezlenerek meydana getirilen bir yapı, bir form.Tüm sanat dallarını kucaklayan en büyük, en güzel
olgu.Rabbimin meydana getirdiği şaheserlere en güzel suret.Bir anda eserinizi okuduktan sonra şiirin ben de ki tanımında hiç boşluk bırakmadan tıpa tıp yerini bulan bulan bu değeri, bu şaheserin beni ne kadar etkilediğini sanırım söylememe gerek yok.

Dış yüzeyde tekniğin ve sesin iç mimaride anlamın özenle, itinayla, şiire duyulan büyük saygının ve sevginin gözler önüne serildiği şaheserin kısaca tekniksel özelliklerine anladığım kadarıyla değinmek isterim.

Üstadımın yorumlarınıda okuyan bizzat kendi eserlerimde de bilgisinden nasiplenen biri olarak değerlendirdiğimde yorumlarında geçen muhal ve biraz kapalı bulduğum "mısra tekniği " sözüyle ne demek istediğini bu eserinde çok daha fazla idrakine vardığımı söylemek isterim.

Mısra tekniği : Sadece şekil olarak değil, anlam örgüsü içinde seside kapsayan toplamında eserin ana iskeletini içten dışa, dıştan içe saran harç olduğunu, bu itibarla eserde hem tekniksel, hem anlamsal boyutta sağlam bir yapıyı oluşturmanın yegâne unsurunun bu tekniği doğru ve bilinçli olarak uygulamak olduğu kanaatine varıyorum.

Şöyle ki ;

Eserimiz ana hatlarıyla sıralı olarak takip eden 1 beyit, 1 dörtlük, ve 12 dizelik bendlerden oluşmuş.

Beyitler : aa
Dörtlükler : abab
Bendlerde : abab şeklinde sanki üç dörtlüğün biraraya getirilmesinden oluşmuş.

Bana bu haliyle öncesinde çapraz kafiyeyle dörtlükler halinde yazılması düşünülmüş de sonradan bundan vazgeçilerek bendler haline getirilerek farklı bir sunum öngörülmüş intibağı bıraktı.Burda affınıza sığınıyorum üstadım, nacizane öznel düşüncem .

Eserin mısra tekniğinin irdelenmesinde bu eserin beyit, dörtlük ve bend olarak ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum .

Eserin girizgâh ve makta bölümünü oluşturan beyitlerin aynı sesteki kafiyelerden meydana gelmesi öncelikle hem sessel bütünlük hem de anlamsal bütünlüğün sağlamlığı açısından çok mükemmel durduğunun yanı sıra şıklığı da su götürmez bir gerçek.

Tüm beyitlerde aynı ses kullanılmış olsaydı keşke diye düşünmekten kendimi alamadım.
Evet bu beyitlerin sessel yapısıydı ki normalde eserlerde böyle aynı sesle bitim zaten kabul görmüş ve esere çok yakışan bir teknik.Bu eserde ki uygulanmasında sanatsal bir ustalıkla diğerlerinden ayrıldığını düşünüyorum. "t" sesi evet duygunun şiddetini, ağırlığını , yoğunluğunu daha yetkin bir şekilde verebilecek başka bir ses yoktur herhalde diye düşünüyorum.
Üstadımda bunun bilinciyle bu sese ağırlık vermiş ve giriş ve bitiş bölümlerini sessel ahengin kurulmasının yanısıra özellikle bu sesin vurgunluğunun ön plana çıkmasını istemiştir diye düşündüm...
Yine beyitlerin kendi içinde anlamı ve estetiği tetikleyen öznel ayrılışına tanık oluyorum.
Girizgah ve makta bölümlerinde ki beyitler "sevmek" kelimesiyle başlayarak serbet bir başlangıçla diğer dizeyi takip ederken diğer beyitler " seni sevmek " diye başlıyor üstelik diğer dizede de kendini yineliyor.

Bir beyit üstadımın öznel yapmış olduğu bu mısra tekniği kuralını bozuyor. Diğer ara beyitlerde " seni sevmek " kelimeleri her iki dizede tekrar edilirken bu beyittte bu kuralından sarfı nazar ettiğini görüyoruz üstadımın.

" Seni sevmek gülmeyi çıkarıp da tâlihten
Sevda denen mefhumu silmek demek tarihten; "


Yine anlamsal olarak baktığımızda beyitlere ;

"Sevmek; bir gönül için saadet-i devlettir
Ne var ki seni sevmek; devlete ihanettir! "


"Seni sevmek gülmeyi çıkarıp da tâlihten
Sevda denen mefhumu silmek demek tarihten"


"Sevmek; bir gönül için vasfolunmaz nimettir
Ne var ki seni sevmek; rezil eden zillettir! ..."


Yukarıda alıntıladığım beyitlerin birbirinin anlam açısından tamamlayanı olduğunu görmekteyiz.
Bunu da baskın olarak üstadımın "Ne var ki" kelimeleriyle gerçekleştirdiği görülmekte.

Aslında sürekli yinelenen "seni sevmek " kelimelerinden sonra ikinci bir tekrarın olmaması şahsi tercihim olmakla birlikte anlamsal açıdan eğer bu mantık güdülmüş ise tüm beyitlerde aynı mantığın devam etmesi daha uygun düşebilirdi sanki...

Ki diğer beyitlere baktığımızda anlamsal açıdan birbirini tamamlamayan yanlış anlaşılmasın bütünselinde ki zincir çok sağlam; tamamen bağımsız demek istemiyorum bireysel olarak bütünsele destek çıkmış.Diğer örneğini verdiğim beyitlerse kolkola çıkmış...Burda mısra tekniği açısından bir farklılık meydana gelmiş ya da ben öyle algıladım.

Beyitlerden sonra dörtlüklere geçersek ;

Başta da ifade ettiiğim gibi ababa kafiye örgüsünde dizayn edilmiş.dörtlüklerimiz.
Anlamsal olarak 2' şerli dizelerin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu görmekteyiz.
Birinde yapılan söylem ikinci dizede son bulmakta.3.Dizede farklı bir söyleme geçilmekte yine 4.Dizelerde bu 3.dizenin tamlayanı olmakta.

Aynı mantık bendlerde devam etmektedir.


"Seni sevmek"....... duygu ve düşüncesinin akıl, mantık ve duygu boylamında açılımını yapmak için daha doğru ve düzgün
mısra tekniği olamazdı herhalde.Tek kelimeyle muhteşemdi.
Yorumuna tanık olduğum bir şairin aynı kelimelerin tekrarının sıkıcı olduğundaki görüşüne kesinlikle katılmıyorum.
Dağınık olarak bilinçsizse verilmiş olsa idi belki hak verilebilirdi ama tamamen bilinçli olarak, öznel olarak ifade edilen duygu ve düşünceye çılım yapma gayesiyle kurulan bir mısra tekniği olduğundan son derece makul ve yerinde gördüğümü de ayrıca ifade etmek isterim.


Özet olarak ; Sesin, ahengin, anlamın öznel bir kafiye, biçim korografisinde sunumunun yapıldığı bu değerli eseri sayın üstadımı tüm içtenliğimle kutluyor aynı ortamda eserlerini okumuş olmanın kıvancını yaşıyorum.


Ömürlere mührünü vuracağından asla şüphe duymadığım ve duymayacağım değerli üstadıma en derin hürmetlerimi sunarken
Algılamamda, ya da yorumumda yanlışlık var ise affetmelerini rica ediyorum.

Sevmek; bir gönül için vasfolunmaz nimettir
Ne var ki seni sevmek; rezil eden zillettir! ...
******************************************************
Sevmeyi bu denli çirkinleştiren mahluk var mı? acaba
Oflu, öyle diyorsa öyledir

Çoktan beri hasrettik şiirlerinize muhterem oflu
bari içimizi aydınlatan bir şiir olaydı!

BAŞARINIZ DAİMİ OLSUN
SEVGİYİ HAK EDENLERE ŞİİR YAZMAKTA

SELAM VE MUHABBETLE

Tebrikler Oflu. İçinizdeki sevginin nefreti de çok ağır olmuş ve bayağa bir emek vererek kaleme dökmüş ve eminim kuş gibi hafiflemiştir yüreğiniz. Şiir adına mükemmel, yürek adına acı da olsa, emeğinizi kutluyorum. Selamlarımla.

Seni sevmek; bir bahta ışık tutan tek mumu
Hoyrat üfürüklerle söndürüp karartmaktır.
Seni sevmek; baharda filizlenen tohumu
Toprağa ekilmeden haşlayıp sarartmaktır.
Seni sevmek; yargıda, hak tanımaz haksızın
Devâsa suçlarını gizleyerek örtmektir.
Seni sevmek; hem yetim, hem doğuştan öksüzün
Yamalı ceketini bir ayazda yırtmaktır.
Seni sevmek; deryada sığınılan sandalı
Çekiç darbeleriyle parçalara bölmektir.
Seni sevmek; uçurum öncesinde son dalı
Kendi eliyle kesip, yavaş yavaş ölmektir!


Sevmek; bir gönül için vasfolunmaz nimettir
Ne var ki seni sevmek; rezil eden zillettir!




GÜNÜN ŞİİRİNİ ŞAİRİNİ KUTLARIM.GÜZELDİ HAK ETMİŞ GÜNÜN ŞİİRİ OLMAYI TEBRİKLER.SELAM VE SAYGILAR.

Muhteşem bir şiirdi, çok etkilendim az önce radyodan okudum. arkadaşlar tebriklerini ilettiler.

Bu nasıl bir sevmekse değerli hocam, tüm olumsuzlukları cebine doldurmuş, saçıyor da saçıyor.

Çok değişik bir tema, oldukça sıradışı.

Su gibi akıp gitti gözlerime ziyan.

Nefisti betimler, teşbihler...

Ömrünüze berket değerli kalem.

Bu şiir gerçek bir eser, klasikleirn arasına girmeli.İnşallah.

...

Sonsuz tebriğim ve saygılarımla...

Şiirin yapısına göre kelimelere tekrar edebilir.Bu şiirde olduğu gibi.Bu şiir için ne desem az gerçekten çok güzel bir şiir.Vurgunun üst seviyede verildiği şiir okuma zevkinin doruklara çıkarıldığı bir şiir.Şairin keni sesinde yahut başka bir arkadaşın sesinden bu enfes şiiri dinlemek isterdim.Saygımla...

Şiir oldukça güzel ancak aşırı derecede ''Seni sevmek'' kullanılmış..dizelerin arasına bunca tekrar koymak şiiri sıkıcı hale getiriyor..

Omurga sağlam, işçilik kaliteli.
Tema, titizlikle, enikonu işlenmiş.

Yaşattığınız, uzun soluklu, renkli ve zevkli şiir yolculuğu için teşekkür ederim.

Sağlıcakla...

hOCAM GERÇEKTEN ALKIŞLANACAK İŞTE BU ŞİİR TEBRİKLER

ne şahaserdi satır satır nakşeden

tebrikler Ağabey

kutlarım güne düşen şiirinizi

dualarımla

bu kadar mı leziz anlatılır
kıskandıran ve imrendiren kalem

selametlerle kalasınız

Sevginin nefrete dönüştüğünü sık sık şahit olduğumuz oldu,
ama bu kadar etkileyici ve güzel bir tarzda herhalde daha dile getirilmemiştir.
Kutlarım değerli üstadı, sizin her çalışmanız aynı değerde zaten.
Yine nasiplenebilmek umuduyla, selam ve saygılar...

Sevmek; bir gönül için vasfolunmaz nimettir
Ne var ki seni sevmek; rezil eden zillettir! ...

.
.
dibe vurdum diyor ustam bunca haykırıştan sonra / kutladım

günün değil yılın şiiri seçilmeli bence
kesinlikle mükemmel ötesi


yüzyıllar ardına dem vuracak şiir
kutladım hocam

Ben demiştim değil mi ? hak ettiniz ama ........
ben seçilmiş olsaydım ancak bu kadar sevinirdim emin olun hocam
saygı ve selamlarımla

Nice nice şiirdi nice tebriklerimle büyük üstat saygımla..

içe içe geçen giriftlerde derin nağmeleriyle örülmüş bir şiirdi kalem usta olunca şiirdeki ahenk ve uyumda sonuna kadar
bozulmadan devam ediyor,çok güzeldi gerçekten yüreğinize sağlık Hocam,sevgilerimle..

yoruma ve övgüye kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir şaheser.ŞİİR okumanın hazzını yaşayıp sükut eylemek düştü payımıza.
selamlar saygılar sunuyorum.

kalem güçlü.örnek hece şiirinin çok iyi sunulduğu sayfa.tabiiki dileyen alır.ama bence bu sayfadan boş gidilmez.eyvallah usta kalem.

saygımla

M_ZORLA

muhteşem bir eser vücud bulmuş.okumak yetmez.hazm ederek okumak ve anlamak gerek.
şairi ayakta alkışlıyor saygılar sunuyorum.

Ya hocam ya
ne yaptınız siz
kıskançlıktan düşüp ölücem şimdi :)
bu şiiri ben yazmalıydım
ama yüz kırk fırın ekmek yemeliyim sanırım
kesinlikle günün şiiri şimdiden tebrikler
vazgeçilmez idolüm
Rabbim sağlık sıhhat ihsan etsin
saygı ve selamlar

Onu seven kim ki zaten...

Amerika'nın UZAKTAN KUMANDASI...

Amerika'nın ortadoğuya yerleştirdiği SAATLİ BOMBASI...

ŞEYTANIN ÖZEL TİMİ...

..............

ŞİİR MUHTEŞEM... ANLAM HARİKA...

SANAT: YİNE EŞSİZ...

TEBRİK DOLU SAYGIMLA MEHMETALİ HOCAM ...

yorum haddime değil elbette
kutlarım yürekten
kaleminiz susmasın

Seni sevmek fitnedir; " Vâkıa-i Cemel’i "
Mâsum bir ahaliye fütursuz yaşatmaktır.
Zıtlaştırıp, gayeye düşman edip emeli
Talâk-ı selâseyle habersiz boşatmaktır.



tek kelime ile harika...
yürek sesinize sağlık

saygılar,

Seni sevmek gülmeyi çıkarıp da tâlihten
Sevda denen mefhumu silmek demek tarihten

harikaydı...bu şiirlerin burda arşive karışıp çürümesi içimi yakıyo ama yapacak bir şey yok...
saygılarımla...