BİLMİYORSUN NERDEYİM
Aslı Kerem’e küstü ben bu aşka düşeli,
Akıllara zararın kâr olduğu yerdeyim. Uzansa da elime hasretin soğuk eli, Gözlerinin ruhuma yâr olduğu yerdeyim. Bir sevgi ki ateşi dolaşırken kanında, Her türlü çilesiyle can olmuşum canında, Ölüm bile vız gelir yokluğunun yanında, Kâinatın gönlüme dar olduğu yerdeyim. Müptelası olunca sevda denilen meyin, Gönüle hükmedemez ne kadar aciz beyin, Bir yanı eksiktir hep sen olmadan her şeyin, Mükemmelde kusurun var olduğu yerdeyim. Onun için o vardı,belki kendinden önce, Eli kolu bağlandı Yusuf’u kaybedince, Yüreğinde başlayıp sızısı ince ince, Yakub’un ağlamaktan kör olduğu yerdeyim. İçimde nazarının şimşekleri çakarken, Gönül ordum tarumar gözlerine bakarken, Tarık Bin Ziyad bile gemileri yakarken, Bu seferden dönüşün zor olduğu yerdeyim. İzin verilmemişse haddine düşmüş kimin? Sabahın akşamıydı otuz iki Ekim’in! Kara kaplı kitabı uçtu Lokman Hekim’in, Ölümün çaresinin sır olduğu yerdeyim. Bu yangının görülür arşıâlâdan isi, İçine düştüğünün farkında mı kendisi? Her an el pençe durur köledir efendisi, Gönüle esaretin hür olduğu yerdeyim. Henüz hiç söylenmemiş methiyeyi hak edip, Kaf Dağı’nın ardında tevazuyu yok edip, Sineme çalmak için kirpiğini ok edip, O keman kaşlarının gerildiği yerdeyim. Burada gözyaşı var burada neşe ayıp, Ne merhametler sürgün ne de vefalar kayıp, Asırlar sonra Şems’in Mevlana’ya rastlayıp, Bitmeyen özlemiyle sarıldığı yerdeyim. Yeminimi,sözümü duyarsın son salada, Bilsen kimler tanıktı ruhumdaki milada, "Senin ebedi yârin" deyip kalubelada, Defaatle adının sorulduğu yerdeyim. "Bilmiyorsun gül yüzlüm,bilemezsin nerdeyim..." İsmail Koray Şimşek |
güne düşmeli mutlaka dedim kendi kendime
tebriklerimle
selamlar saygılar