GÖZ YAŞLARIYLE YOĞRULAN HAMUR
Sabahın kör ışıkları daha yeni yeni cama vururken
Yüreğinin başında bir sızı ile uyandı yatağından Kollarını sıvayarak un çuvalının başına geçti, Dilinde besmele, bir elinde hamur teknesi Uyuyan üç çocuğun mışıltısı odanın dışına taşmadaydı Ayaklarının ucuna basarak yeteri kadar unla döndü Ocağın önünde dizüssü ibadet eder gibi başladı hamur yoğurmaya Yüzü un gibi bembeyaz, un kalbi gibi lekesiz Bir eliyle suyu dökerken, hayaller kuruyordu bahara ererken Daha bir hafta önce kız gelin etmişti, bir başka köye Kınalı kuzusu kendine iş bırakmazdı Anne sen yorulma diyerek Elini öpmeye geldiğinde Sarı ineğin yavrusunu yanına kattı giderken Gözleri buğulandı, engel olamadı damlayan yaşlara Hamur teknesine düştüler tane tane.. Tandırı yakmak için komşuya bir solukta gitti, Tüten ilk bacadan çıkan dumana bakarak Bir kürek közle döndü hemen Tandıra eğildi koydu saman irisi sakçının altına Ve başladı üflemeye Bazen de of diyordu derin derin Sonunda tuttu körolası ocak... Ahırdı, kümesti davardı derken başladı yine uzun bir gün. İşlerin bir kaçı bir arada görüldü, Sabah çorbası, temizlikti, yer yataklarının toplanması Sonra mayası gelmiş hamurun başına geçti Sırtına vuran kulunçun yüzüne akseden sızıyla... Sac arası çöreği de güzel yapardı öğünmek gibi olmasın Çol çocuk ve beyi pek beğenirlerdi.. Hiçbir işi birbirine karıştırmadan maharetle attı İlk döktüğü hamurları tandıra Pişen hamurun güzel kokusu yayıldı evin her bir yanına Pişenleri aldı ateşten sakınarak Nar gibi kızarmış çörekler daha yere düşmeden Bitti kapış kapış Yerken çocuklar ne kadar tatlı diyerek Bilmeyeceklerdi hamurunun gözyaşları ile yoğrulduğunu...... Bekir Tolu |
MÜKEMMELDİ İNANIN.
TEBRİKLER CAN DOST.
TEBRİKLER.