SINIR TAŞIEğildi topraktan bir avuç kavradı baktı baktı Kızıl renginde kim bilir ne hayaller saklıydı Bulut ekmek zordu, Heybede su bulunur muydu Yukarı güneş kavruğu Aşağı rüzgar yangını Oturdu sınır taşına Tütün tabakasını açtı Sigarasını sararken gözüne kaçan tozla kıpırdadı Kıpırdamasa sınır taşından farksızdı.. Koca öküz, kara saban yarım torba tohum Vazgeçti ekmekten gerisin geri. Kasketi gözünün önüne eğdi bir süre Ne düşündüyse topladı her şeyi Döndü köye... Vakit dar, saat zamansız Sekinin ucuna yarım oturdu Yine sigaraya eli gitti, olur olmaz Bulgur pilavı, turşu ve de ayran Hem soluklandı hem yedi....... Karar vermişti artık gidecekti dar akşam Bir yorgan, bir çul yanına gerekli şeyler aldı Gölgeler kaybolurken usulca köyden ayrıldı. Gidiş farksızdı diğer gidişlerden Bir yıldız atımı gurbet Harcanan emek Olacaktı döndüğünde ekmek Baharı göremeyecekti köyde Başağı tutamayacaktı elde Umut büyütecekti gurbet elde. |