Bir RUhun Günlüğü-2
Canlanamamıştı hala ışığın feryadı;
doğum öncesi duyuluyordu tüm karanlık sokaklarda çığırmaları... ışığın pervasızca dokunuşları; saf olmayan ruhlarda yaralar açıyordu... her ışık içlerinde tutsak kalan bir saf ruhu özgür bırakıyordu.. karanlığa nefesini teslim etti büyücüler gönderemediler acı kinlerin sokak dolu hesaplarını esmer ayyaşların saçlarındaki kurumuş sevgiler tekrar canlanmaya başladı... ruhların nefesi sardı gözlerdeki benliğin ak yansımasını kanlı sulara yem atılan melekleri görüyordum.. yüzlerinde hala o saf tutku.. ellerinde ağaçların dallarından kopardıkları acı kırmızısı elmalar.. yakmıştı karanlığın acı aşkı hepsini okyanusun topragına gömülmüş; güneşin hadım ettiği karanlığın tutsaklarıydılar... zalim sevişmelerin boynundaki öpücüktü ellerindeki elmalar... acı kırmızısı elmalar.. hediyeleri puslu nehrin ortasında yalnız kalan sandallarıydı.. acının ensesindeydi nefesleri.. ürpertiyordu şizofren sokakların fahişelerini.. tenlerinde yanıklar bırakan ızdırap kokuları güneşin doğmasını bekliyorlardı sessizce ve zamanı geldi.. güneşin saf kırıntılarına buyruk,ayçiçekleri yeniden açmaya başladı bir bir... özgür kalıyordu ruhlar umut vadisindeki seyrinden dönmüştü ruhlar gemisi 4 saf ruhu almaya.. ve biz gittik tutsaklığın zindanlarındaki intiharlara inat... yokoluşun sönmüş ızdırabına bıraktık geride kalan tüm anıları.. artık saclarımdaki yosunlar daha yeşil benliğimi yaşıyorum okyanusumdaki ışıltıda ruhum bu sefer özgür.. YZN:GÖZDE AKAR 28 MAYIS 2010 23:11 ve biliyormusunuz? ben hala o kuyudayım.. bir gün ordan bana bakarsanız kendinizi görürsünüz.. NOT:Bir ruhun günlüğü-1 serisinin devamıdır |
ve manalı bazen kısa bazen uzun cümleler
başarılı bir çalışma.. tebrikler