Gövdesiz kavimlerin avlusunda vapur sesiSınır dışı habeş soylusu keramet düzeneğinin celladı olmuş Gölgemin toplanmamış saçlar gevezeliği yara bere içinde Tamtakır haysiyet düşkünlüğü yedi ceddin şurası Ölüleri bırakıp göğe bakan minyatürler, o biçim! Ayrılmıyor nurum kalemimin dibinden Mesafem zencefil uzunluğu Satır başlarım eğilmiş Köle, sahibin nerde? Sipahiler bizim minareyi devirmiş! Acayip girdapların hoplayan ermiş kızları Otoburlar kervanını yağmalayan göbekli haydutlar Küçük köylerde bıraktığımız ey çocukluk günleri Alman süvarileri, burunsuz koca put! Çok koyu bir mavi can verdi elimde Tapınak taraçalarına toy fizikçiler yerleşti Çocuklarımın önünde parmaklarımı kestim Şehrin bütün bulvarları göğün tamahkarlığını seçti Eğildim, üstü açık cesetlerin transına papatyalar ektim Baldırlarımda sarkmış damarlar senfonisi, yıkılmış evim! Şuayb’ın minberinden yükselen hutbelerin akıl karı duruşlarını seyrettim Sami gazaplar dantelli drama önünde diz çöktü Cenapların fermantasyon ikliminde fokurdadı şatlar Muşambaları yırtılmış hilafetin ceremesini çektim Kimyasal silahlara adapte edilmiş çocuklar, oy! Gelin, görün! Tefsire pabuç bırakmayan toprak soyundu Kandilleri yanmıyor artık Beyt-i Atik’in Gudubet namluları çoğaldı yerin Nizami sefirleri evrenin Şehadet ey dilim Şehadet! Tek gerçeği benim gölgemin! berFarJeyn |