TAMBUR
Istırap nağmeleri fısıldıyorken tambur
O inleyen tellere bir de benim için vur Kırma mahzun kalbimin ricasını ne olur O inleyen tellere bir de benim için vur Mızrapların dövdüğü şu yaralı bağrında Kimbilir ne kadar dert ne kadar hüzün saklı Bilmem ne ümitler var geçen günde yarında Giden gelmez yürekler bu yüzden ağlamaklı Her yeni gün ömrümü gurbete bağlamakta Bak her bir tel durmadan ben gibi ağlamakta Nağmeler yüreğimi derinden dağlamakta Bak her bir tel durmadan ben gibi ağlamakta Üzülme dertli tambur haydi yeter sus artık Keder hüzün size de neş’e size değil mi Bilirim derdiniz ne niye ağlaşırsınız Bu haykırış bu feryat bir kalpsize değil mi Ey ağlaşan mısralar susun beni dinleyin İzin verin de n’olur koynunuza gireyim Sizinle feryat edip sizinle can vereyim İzin verin de n’olur koynunuza gireyim Mızrap tutan dertli el haydi durma ne olur Bir daha çal bir daha bir de benim için vur Kırma mahzun kalbimin ricasını ne olur O inleyen tellere bir de benim için vur (Kadıköy / İSTANBUL - 1973) Zekâi BUDAK |