Pay olan paycılar.........
soysuz alemlerin gaddarlarıydı gigenler
yol ayrımında durdular ve günahı öptüler ölüm beyaz,yaşam karaydı dalga tutmaz ziftten okyanuslara; hesaplarıyla diz çöktüler, bir kefesi kalın terazinin önünde dara’ya yetermiydi sevapları bakarken yukardan,yarı sarı bedenlerine kendileri yırtılmıştı ortasından zaman ne geceydi ne gündüzdü ulu defter başında feriştahlar pay peşindeydi gözleri perdeli karıncalar nadide sarayların sultanları,asrın derebeyleri Dünya’ya bedel bedenleri ve semada incitirken uykuya yatmış ruhları çift taraflı kama sözleri şimdi minnacık bir kursağa,tokluktu ederleri Karun’nun altın tozlu kandan terle anıtlaşan şehirlerinde siyah gelinlikler kuşandırdılar,yoksul bakirelere vicdan levyelerinin ucunda,namus desteğinde ar fetvalar onlardan yana,helâl dediler talanlarına acem şallarından kınalar yaktılar,körpe bacak aralarına musalla’da;helâl olsun diyen dillerin tümü zincirlere halka şimdi,zaman ötesi zindan mahzenlerinde geme gelmez arzular,ayetlerde olmayan dualar peşinde dirgenden eller didikler,mekânsız yatıya kalmış konukları bin defa ölüp dirilirken,narh tutturmaya ertelenmiş adaleti şatafatlı sebil’lerin ters yüzü bu; ne ev sahibi belli,ne misafir belli ince oklu ordular,sinene hücumdalar, dudakların mühür,dilin lâl kemik haram tutmazmış,etin ayırmaktalar bunlar;emir almış zevatlar karalarını temizleyip; kara toprağa sunacaklar.......................................Kasım |