Aşk-ı Nefes
Bir kişi bilirim;
Alır götürür beni yüzyıllar ötesine. Bir kişi bilirim; Buluşturur hep birbirinden uzaktaki, Ruhum ve bedenimi. Bir kişi bilirim; Alır götürür beni en hırçın okyanuslara, Taşır dalgaların zirvesine, Ta ki nefesin dalga kıranına kadar. O ki Şems, O ki Mevlana, Onlar ki iki değil bir. Zahirde de bir, batında da bir, On sekiz bin âlemin manasıda bir. Onlar ki aşk lambasında, Bir tutam yağ, bir tutam fitil. İki aşk birleşti bu yolda aşk-ı ilahi, Aşkın alameti oldu bize mesnevi. Âlem-i mânâ ile dinledin mi Ney’i? Bakma da gör ilk on sekiz beyiti. Dinle öyleyse bırak malayâniyi, Görürsün belki insan-ı kâmili. Ey Ney avcısı neyzen! Ne yaptın aşkın sırrını? Kamışlıktan koparıp aldığın o sazı. Yakıp gövdesini düzelttin mi onu? Boşalttın mı içinin kof tortusunu? Deldin mi nefesin perdelerini? Tak o zaman tâcı, başpâresini. Üfle nefesteki sırrı üfle, Üfle sır sanılan ismi üfle. Üfle neyzen aşk ile, Yayılsın nefes nar ile, Ulaşsın âleme tını ile, Yansın benliğim HÛ ile. Nefesin sırrı ki, bilinmeyendi bilindi, Bilenler ise yedi yüz yıldır dost gönüllerdi. ’Ne olursan ol yine de gel’ dedi, Evet, her şey sevgiden ibaretti. VESSELAM Abdülkadir Kalay |
Bu enfes şiiri ve çok değerli dostumu yürekten kutluyorum… Selam ve dua ile