SESSİZLİĞİN DİLİ
[
Yazılar hep ak kağıtlara yazılır Tuhaf değil mi? Ak kağıtlara dökülen sözler, duygular, Hep kararmış, bunalmış gönüllerden dökülür!.. İnsan işret, meşvet halindeyken, yazmak gelmez aklına.. Gün batarken sızlar içi, yanık türkülerde erir yüreği Bir şiirde bulur kendini, Yumruk yemişken, hançer saplanmışken... Arada bir gelen güzelliklerle yeşerse de ak kağıtlar, Yelde selde yol alan karınca yuvalarıdır hep.. Görmez gözler, kulaklar işitmez.. Yürekten gelen sesi duyan az olur!.. O ses bazen, Tibet manastırında rahip sofrasında ağırlatır seni.. Kapıyı çalarsın usulca Söz yoktur.. Bir gül yaprağı uzatırsın yavaşça.. Sonra bir bakarsın ki, Hint dansının renk cümbüşü, Flamingonun topuk sesi olmuşsun.. Şaşarsın!.. Yine de görmez gözler, sağır olur kulaklar.. Ak kağıtlara yazılan yazılar gibi Seyre dalarsın denizi Hafif mi hafif, ağır mı ağır.. Güneş kıpkırmızı dayamıştır başını bağrına.. Batmak üzredir.. Önce söz yoktu!.. |
Hiç beyenmedim doğrusu ,şiir mi bu dedim.