GÜL ve BÜLBÜL
Ben muhabbet bağının uslanmaz bülbülüyüm
Sesim boğuk duyulmaz ne feryat ne figanım Baharda yarı canlı, üç mevsimde ölüyüm Beni bu hâle koyan hiç dinmeyen hicranım Gülebildiğince gül, sesi kısık hâlime Dağlarca hasret yüklet, kalmayan mecalime Ağzım dilim kurusun benzetirsem zalime Sana rengini veren değil mi benim kanım Ta ezelden yazılmış alnıma acı çekmek Al rengine benzeyen kanlı gözyaşı dökmek Gülün tabiatında varsa da dudak bükmek Onur nedir yanında feda iken bu canım Kokunu rüzgâra ver getirsinler her seher Mis kokunu alsın da utansın fesleğenler Visale izin yokmuş, sevda hicranmış meğer Boynumuz kıldan ince emredince sultanım Haydi gül, gönlünce gül, geçmeden güzel çağın Sevilmek telaşıyla al al olsun yanağın Senin için şarkılar söyleyen bu dudağın Kıymeti anlaşılır durduğunda sol yanım |
sizin şiirinize rastlamak ve okumak
ne güzel bir duygu
çok güzel dizeler
gönül de var için de
ve sarfedilmiş bir çok emek
selam sevgi ve hürmetlerimle