Yaşam Koçu
Durdu düşündü özgür irade
Bir yol bulmadı çıkmadı çare Her taraf bir yön ki bulunmaz hedef Öyle bir kavşak ki koca düğüm Girmek kolay ama çıkmak hiç mümkün. Nefsine danıştı dedi ey canım Söylerim ama nedir asıl dermanım. Keyfini sürüpde gitmek var idi Şu üçgünlük yalan dünya değil mi? Evet belkide haklıydı nefs kendince Fakat herkes böyle bir yol tutsa acep Karıncayla Ağustos böceği misal Yazın çalan eller, kışın oynarlar. Olmaz ki böyle bir rehber kişiye Vazgeçip yürüdü kendi haliyle Artık gitmeli kendi aklı gönlüyle Şahsiyeti inşa etmeli bildiğince. Bilmedi genede arandı durdu Bir yol gösterecek kişiydi belki Eline yapıştı bırakmaz artık Yaşamdan bir örnek veren kişiye Taktiği düzeni kaptı da kendi Kendince yaşamın en bilgesiydi. Hiç düşünmeden nasıl geldiği Bilseydi her insan kendini idare eder Akıl denen rehber kalp ile gider İnancı sağlam olan beridir Koçların en koçu özden biridir. Bırakın zamane bilir kişiyi Onların yaptığı saçma bir iştir Bilseydi kendini gitmezdi herhal Doğruyu yalnışı görürdü derhal. İnsan tecrübesi durur önünde Kat kat olmuş bilerce güzel nasihat En başta yol gösteren rehberin Kur’anı Kerim’in vardır önünde Yaşanmış bir öğüt Resül gününde. Neden böylesi koçlar var olur insan şaşar kalır aklı durmaz yerinde Kişi saplanır kalırsa taassup zifrine Gerçeğin rehberi bulunmaz olur Hakikat kişiye uzak görünür. Bazen insan kör olur hakikat güneşine Bilip dururken gerçeği, hala şeytan hilesinde Ne zaman boş kalıp gider geriye Kendini karalar durmaz böylece Hakkı hakikatı görmez kendinde Küçük konserve hayatlar bizim Artık çekirdek bile değil aile Bölündü komşusu uzak bir yerde Bilgeler kayboldu bilinmez artık Nasihat edecek dostlar yok yazık Ne diyelim son söz olarak yine Zavallı nasıl bulmak istiyor hayatı bilse Bu kadar zavallı olmuş fıtrata Zalim olanı görüp koşar da Hak olan gerçeği bilinmez yerde. (Mayıs 2010 İstanbul) |