kaygı içimden fırlayan sefaletin ta kendisiydi
ışıkları yanmıyordu sokak lambamızın
ihtiyar ağlamaklı çöktü gece ansızın faniden dem vurduk saçaklar altında sıcaklardı pastırma yazının balıklar bayatlıyordu tezgahlarda kaygı içimde biriken sefalet değildi adım adım mezar kazıcıları çıkıyordu karşıma başıma gelmiş miydi,bilmiyordum yaşıma rağmen tüm dilencileri güzelce uğurlamak peki neyin nesiydi ışıkları nedense yanmıyordu sokağımızın o sıralarda bizde klasikler okuyorduk dokuyorduk anılarımızı bir kenara demek sonunda sen de gidecektin yemekler yenmeden bırakılmışken alacakaranlıklarda kaygı içime çöreklenen sefalet gibiydi dibiydi denizlerin paha biçilmez mercanlar Ölü Canlar duruyordu masamda Gogol’dan 1984’te Mustafa tavsiye ederdi oku derdi 1984’ten bu yana okunmamış binlerce mesele duruyordu ışıkları zaten artık bir daha yanmayacaktı sokağımızın,sanki içime doğuyordu boğuyordu beni bu kirli karanlık boğuluyordum soğuyordum gördüklerrimden nefret ediyordum artık sabah olmuyordu tüm gayretime rağmen ,sabah olmuyordu kaygı içimde fokurdayan sefaletin ta kendisiydi şimdi kayalıklara oturmuş akşam olmasını özlüyordum gözlüyordum bir balıkçı geçse şimdi diyordum bilmiyordum balıkçılarında tatilde olduğunu boşa kürek çekiyordum sanki mi ,sanki ışıkları başka bir yere taşınmıştı olmayan sokağımızın şakağımızdan ter boşanıyordu mu boşu boşuna hoşuna gitsede gitmesede bu hayat böyleydi bölmeliydin yinede ekmeğini kardeşinle her zaman zaman birazda senden yana,yan çizmemeliydi,değil mi? ft. |
sokağımızın,sanki içime doğuyordu
boğuyordu beni bu kirli karanlık boğuluyordum
soğuyordum gördüklerrimden nefret ediyordum artık
sabah olmuyordu tüm gayretime rağmen ,sabah olmuyordu
kaygı içimde fokurdayan sefaletin ta kendisiydi
şimdi kayalıklara oturmuş akşam olmasını özlüyordum
gözlüyordum bir balıkçı geçse şimdi diyordum
bilmiyordum balıkçılarında tatilde olduğunu
boşa kürek çekiyordum sanki mi ,sanki
böyle okuyorum
insan siirlerinden kopamiyor degerli arkadasim
yüregine saglik
sonsuz saygimla