Dil korkudan deliye dönmüş yar'e... Şimdi kim kucak açacak düştüğümüz yere ?
Bir adım yar/dan bir adım ser/den geçiyorum. Geldiğim yer yine yar !
Düşüyorum !...

Kaç asır ağrısını çekerim bu şiirin bilmem artık sevgilerimle

Eklemli dilin canlı görünümü ya da varsayılan tasarısı içinde, belli belirsiz olarak anlatmaya çalıştığı bu şiir, çığlıklar,gözyaşları, okşamalar, öpüşler, iççekmeleri nesneler aracılığıyla yansıtırken bize yürekli olmamzı, artık korkmamızı ve oyalanmamızı söylüyor. Bize artık, sözcükleri mantığın düzmece terazisinde tartmamamızı, ve kendi derinliklerimizde, yaşama nedenimizi değil, kanayan, sınırsız ve sıcak yaşamı bulmamızı emrediyor.

Güzellik çarpıntılı olacak ya da olmayacak.


Tebriklerim burada güzel insan

Siiri okuyunca;
"kac ömür mürekkep icmek gerek gözler ile ki bu siire ulasayim dedim"

Siir Saiir'den olunca nacizane yorumum bile sönük kalacak ama,
kisa bir yorumla gecmedende edemeyecegim hani..

"Gamzen nehirlerin gizli çukuru
Dudağın bülbülün güle zikiri
Saçların gerdana düşen tanyeri
Güneşin rıhtımı öpmesi sanki."

Hece ustasi cok az ki
Sair olarak saymamiz gerekirse belki on parmagi gecmez cocuk sayimi ile diyelim
az da olsa öz olan bu hece ustalari denilince akla gelen ilk isimlerdendir Hilmi Yazgi nezdimde..

Anlatim ve manaya dokunacagim ama gölge düsürmekten korkuYorum anlama
ki
anlatilan cok asil burda..

"Sterliçya özlemin son düşü gibi
Şafağın turuncu gülüşü gibi
Dağların toprağa ölüşü gibi
Feryadın gönlüme çökmesi sanki."

Yine yorumlamaya kiyamayacagim bir dörtlük
dedim ya Sair ben en iyisi bu iki dörtlügü tekrarkez edip basdan sona yine ve yine okumak üzere suskunlugumu giiyinip siiri seyre daliyorum izninle.

Kutluyorum tanyerine düsecek günü aydinlatacak olan bu eseri.

Sonsuz saygimla