hayatın beyaz-siyah çizgisi...
yalnızlığıma düşen yorgunluğumda
direniyorum kimsesizliğimize dualar okur dilim ramazan akşamlarının nurunda her yanım sancılı gül dalında vurulmuş bülbülüm katillerin kin ve nefretinden kan damlar bereketli toprağıma... kimse farkına varmaz/varamaz beyinler tutsak! yüreğine sıkılan domdom kurşunlarına aldırmaz neon lambalarında kıyamete uzanan küflü mahzenlerde engerek zehirlerini atılan kahkahalarda yutarken dünya toz-pembe düşlerinde... ömürler neden kısaltılır bedende huzur varken çirkefliğe düşülür sanılır ki hayat budur! aslında bilmez ki zavallım ömrünün baharında yaşamının son demlerinde elveda hayat/ merhaba ölüm! dediğini... |