)(-)(-)(-AYÇURA-(((-17-(((-final-))))(-)(-)(Şiirin hikayesini görmek için tıklayın NEHİRLER VE HİKAYELER….5..
((-SİRİDERYA VE AYÇURA-)) Doğu Türkistanda bu günkü (Siriderya)-Ceyhun,(Amuderya)-Seyhun nehri arasında kalan havzaya sirderya havzası denir ve de öyle bilinir. Göç destanıda ise..bu (Tengri)Tanrı dağları olarak bilinen sıra dağlara yada bu sıradağ silsilesindeki bir dağa veya bir tepeciğe o dönemde Hulin dağı denilmektedir.Bu dağın kutsal olduğu ve bu dağda bulunan dev bir kristal kayanın Çinlilere verilmesiyle büyük bir felaketin yaşandığı Siri Derya’nın önemli kollarından olan Kuan derya’ının ve diğer bazı kolların kuruduğu,Kızıl kum çölünün genişlediği ve bu topraklardan büyük göçün başladığı söylenir. Siriderya’ya,Yençi Üğüz,İnci nehir,Hasart,Benegit,Abı-ı Hacent suyu,Sir suyu,Norayn,Bil Zeylan ve Nehrü-ş şaş gibi isimler verildiğini biliyoruz Önemli kollarına ve bazı bölümlerine(geçtiği yere göre)Cana Derya,Kuan Derya,İnkar Derya,Barsın Derya,Kalgan Derya,Yeni Derya,Akşa Derya,Kara Derya denmiştir. Hikayemiz bu Siriderya havzasında geçiyor.Ormanlı dağ(Hulin dağı)’nda geçiyor.Hulin dağdan çıkan Tuğla ve selenge ırmakları(Amuderya-Sirderya)arasında ki bereketli topraklarda Türk halkı yaşıyordu.Bir gün Hulin dağın eteğinde bulunan Ulu Meşe ağacına gökten bir ışık düştü.Havzada yaşayan herkes bu ışığı gördü. Ağacın yanına vardıklarında ağacın bir tarafında şişkinlik olduğunu gördüler.Tam 9 ay 9 gün sonra Yarıldı.İçinden 5 tane çocuk çıktı.Halk bu çocukları çok sevdi.Onları en iyi şekilde bakıp büyüttüler.İçlerinden en küçük olanı hem çok zeki hem de yiğit bir delikanlıydı.Buğu adını verdikleri bu yiğit Ülkeye Han oldu ve Buğu Han döneminde Ülke zenginleşti çok güzel günler geçirdi.Aradan ne kadar zaman geçti bilinmiyor Buğu Hanın soyundan gelen Yuluğ Tiğin Ülkenin başına geçti. Yuluğ Tiğin gözü pek bir kağandı.Yakın arkadaşı ve en değerli komutanı Yabgu beğ ile Çinlilerle yıllarca savaş yaptılar.Bir gün ikisi de evlenmeye karar verdi Yabgu Akbörü ile Yuluğ Tiğin de Cerenbike ile evlendi.Yabgu beyin bir kızı,Yuluğ Tiğinin de bir oğlu oldu.Yabgu beğ kızına Ayçura,Yuluğ Tiğin’de oğluna Gali Tiğin adını koydu. Bir süre sonra Yabgu Beğ artık yorulduğunu Doğduğu yer olan Hulin dağına dönmek istediğini söyledi.Peki dedi Yuluğ tiğin.Bunun üzerine Yabgu Beğ Hulin dağındaki Kutsal taşı korumak için görev aldı ve doğduğu topraklara döndü. Günler,günleri yıllar yılları kovaladı.Her iki genç büyüdü serpildi.Ayçura güzeller güzeli bir genç kız olurken Gali Tiğinde yaman bir delikanlı oldu.Günlerden bir gün Ayçura arkadaşları Aysılu,Gölgine,Kügerçin,Bülek,Yoldız ile Ulu Meşenin altında Baba annesi Burla Hatun ile oturmuş şakalaşırlarken Bir at üzerinde bir genç belirdi.Şaşkın bakışlarla onları izliyordu. Ayçura gençten etkilenmişti.Atından indi ve biraz daha yaklaştı.Ayçura’da ayağa kalktı biraz öne çıktı ve “sende kimsin,ne arıyorsun buralarda” dedi.Gali Tiğin “ şey ben ava gelmiştim”dedi.Ayçura yanından hiç ayırmadığı yayını gerdi havaya fırlattı.Uçan kuşu Gali Tiğin’in önüne düşürdü.Tek çocuk olduğu için Ayçura, babası onu bir erkek gibi yetiştirmişti.Ayçuranın arkadaşları gülüşmeye başladı Gali Tiğin biraz ileride oturan Burla Nineye giderek “kim bu kız”diye sordu.Burla hatun “torunum ayçura”dedi.O sırada arkadan bir atlı gurup belirdi.Bunlar Gali Tiğin’in arkadaşları idi.En yakın arkadaşı Tilimbay “Gali Tiğin” nerelerdesin,korkuttun bizi,biz de seni kayboldu sandık dedi. Burla nine Gali Tiğin adını duyunca hemen ayağa kalktı ve Gali Tiğin’in yanına gelerek demek sen Cerenbike’nin oğlusun.Ayçura’da Yabgu beğ’in kızıdır.Gali geriye döndü arkadaşlar siz gidebilirsiniz.Ben bu gece Yabgu Beğ’in konuğuyum.Burla nine torunu Ayçura’ya “Ne bekliyoruz duydun akşama konuğumuz var”dedi ve beraberce eve vardılar.Onları Yabgu Bey ile Akbörü karşıladı.O gece Yabgu Beğ,Gali Tiğine babası ile arkadaşlığını,yaptıkları çetin savaşları anlattı. Ertesi sabah Ayçura, Gali Tiğin’i Hulin dağına çıkarıp kutsal taşı gezdirdi.Üç gün sonra Gali Tiğin saraya vardı.O kadar heyecanlı idi ki Babası hoş geldin oğul dedi. bir şeyler soracaktıki ,Annem nerde dedi.Babası yukarıdadır.Sonra görüşürüz diyerek annesinin odasına bağırarak girdi.Cerenbike noluyor oğul ne bu halin hele bir soluklan”dedi.Gali Tiğin Anne bir kız gördüm adı Ayçura imiş.Annesinin adı Akbörü,senin arkadaşınmış sana selamı var”dedi.Oğlunun ellerinden tuttu şöyle sedire oturttu.Demek Ayçura’yı gördün.O küçükken de güzeldi zaten”dedi.Cerenbike çok sevinmişti Derken aradan Bir ay gibi bir süre geçti.Cerenbike Yuluğ Tiğin’i Hulin dağına gitmeye ikna etti.Bir ay kadar orada kaldılar.Bu arada daha önce kurultayda alınan karar gereği Çinliler ile savaşları bitirmek için bir heyet gönderilmişti.Bu kezde Çinliler bir barış heyeti gönderdi.Yuluğ Tiğin Çin heyetini Kurulmuş olan Otağında kabul ett.Üç günde misafir etti.Meraklı Çinliler Kutsal taşı görmek istediler.Yuluğ Tiğinden izin alarak gördüler ve hayran oldular Tekrar Saraya dönen Gali av bahanesi ile Ayçura’yı görmeye gidiyordu.Aradan Altı ay kadar bir süre sonra Yabgu Beğ,Yuluğ Tiğin’e iadeyi ziyarette bulundu.Her iki aile çok mutluydular.Ne var ki Kurultay Çinlilerle yapılan anlaşmanın kalıcı olabilmesi için Yuluğ Tiğin’in oğlu’na Çin İmparatorunun kızını alma ve akraba olma kararı aldılar.Gelip kararı Yuluğ Tiğin’e bildirdiler.Yuluğ Tiğin hyır desede karara uymasını istediler.Çinlilerle çok savaş yapmış olan Yuluğ Tiğin bunu kabul etmet etmek zorunda kaldı. Bunu en yakın arkadaşı Yabgu Beğ’e nasıl anlatacaktı.Kurul’a bu kararı Yabgu beğ’e siz bildirin dedi.Karar Yabgu beğ’e bildirildi Yabgu Beğde çaresiz kabul ederek,saraydan apar,topar ayrıldı.Her iki genç bu ani gidişe anlam verememeişti.Yabgu beğ ile Akbörü kızlarına söyleyemediler.Burla Anneye söylemesini istediler.Burla anne torununa uygun bir dille anlattı.Ama kabul etmek zordu Aynı şekilde YULUĞ Tiğin kararı üzgün olarak Gali Tiğin’e anlattı ve karar’ın mutlaka uygulanması gerektiğini söylediler.Heyetler geldi gitti ve Çin’liler şartlı olarak prensesi vermeyi kabul ettiler.Kurultay toplandı ve Prenses KUİ LİEN’E karşılık, Düğün hediyesi olarak Hulin dağdaki kutsal taşı vermeyi kabul ettiler Bu arada Gali Tiğin arkadaşı Tilimbay ile Hulindağa son kez Ayçura’yı görmeye gitti.Üzgündü,kızgındı ama çaresizdi.Ayçuraya son kez sarıldı ve ben artık yaşayamam yakın zamanda ölürüm dedi.Ve ardına bakmadan ayrıldı oradan Aradan bir ay gibi bir zaman geçmişti.Çinliler Kutsal dağa gelerek kutsal kayanın çevresini açtılar.Etrafında ateş yaktılar.Kızgın kutsal taşın üzerine parçalayabilmek için onlarca kazan sirke döktüler.Kutsal taş parçalandı.Parçalanan taşları at arabalarına yükleyen Çinliler alıp götürdüler.O andan itibaren tüm canlılar kutsal dağı,ormalı dağı terk ettiler.Kuş bile uçmuyordu üzerinden Tam Yedi gün sonra bir haber geldi.Gali Tiğin öldü dediler.Kötü haber tez ulaşmış tabiî ki Ayçura’ya.Ağıtlar yakmış ardından Ayçura Gali Tiğin’in.Siriderya kıyısına giderek şöyle haykırmış.Gali Tiğin den sonra yaşamak haramdır bana.Kurusun bu topraklar.Suların çekilsin.Sende sır ol derya ve bende sır olayım sularında.Bırakmış kendini sulara o günden sonra güzel Açura’yı kimse görmemiş Aşağı Sirderya’ya sular inmemiş.Kuan derya,İnkar derya kurumuş.O topraklar kızıl kum çölüne dönüşmüş.Halk göçe başlamış.Asya’dan,Avrupaya ve Balkanlara kadar göç olmuş.Tarihte bunun adına GÖÇ DESTANI deniyor. (((((-SON-))))) SADIK DAĞDEVİREN(Aşık Lüzumsuz)
)(-)(-)(-AYÇURA-(((-17-(((-final-))))(-)(-)(
…………………………………………………………………………….. ……ve acı haber tez ulaştı Ayçuraya. Ayçura Siri deryaya gitti,Ulu meşe kurumuştu.Dedi ki : “”””Çöl olsun toprağın,çekilsin suyun Sende benim İle SIR OL siriderya”””Kendini nehrin Sularına bıraktı,bir daha Ayçura’yı gören olmadı …………………………………………………………………………… Beni bırakıp da nasıl gidersin Şimdi ben ölmem mi oy Gali Tiğin Böyle mi gidilir sen nasıl yâr’sın …….Terk edip gitmek mi bu mu isteğin ……. Şimdi ben ölmem mi oy Gali Tiğin Ulu Meşe yaprağını döküyor Siri derya sularını çekiyor Ülkemize karanlıklar çöküyor ……Görmedim felaket bu güne değin ……Şimdi ben ölmem mi oy Gali Tiğin Sensiz yüreğime güneş mi doğar Kara ormanlara yağmur mu yağar Aldığım her nefes beni de boğar ……Ayçura sen şimdi döğün ha döğün ……Şimdi ben ölmem mi oy Gali Tiğin Ayakta duramam yere düşerim Düz yolda bile artık şaşarım Söyleyin dostlarım nasıl yaşarım ……Kutsal taşı gitti bak Hulkin dağın ……Şimdi ben ölmem mi oy Gali Tiğin Bu yaşıma geldim murat almadım Bir yiğit sevdim de bir gün gülmedim Bize neler oldu bende bilmedim …….Felek parçalansın kurduğun ağın ……Şimdi ben ölmem mi oy Gali Tiğin Yiğidim başında kuzgun döndürmem Sevda çiçeğime baykuş kondurmam Yürek de ataşı,közü söndürmem ……Öksüz kaldı şimdi bak kır çiçeğin ……Şimdi ben ölmem mi oy Gali Tiğin Hele de Lüzumsuz gör hele hele Bu nasıl sevdadır bu nasıl çile Ayçura ağıdın bırakmış yele ……Gazele dönüştü bahçe ve bağın ……Şimdi ben ölmem mi oy Gali Tiğin ………………….(son)………………………. Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Her zaman sevda mevsiminde baharlar yaşanmıyor
Bazen de hazanlar hüsranlarla yürek burkuluyor kanıyor
Eline yüreğine sağlık üstad selamlar