Bir Daha Göremeyeceğim
Hiç beklemediğin bir kapı tıkırtısı olurum
zamansız ve hazırlıksız olanından birazda özlem yüklü nasılda dayanacak acılınca kapı nasıl ucacak gökyüzündeki kuşlar nasıl nefes alacak kent bilirmiydiki insanlar çaldığım kapının sesinin bir hasret türküsü olduğunu tahmin edilebilirmiydiki kaç gece ağlayan gözlerimi düşünmüşlermiydi kaç kere zile gitmişti bu el çalamadan bekledikçe masumlaşır yaşlanır oldum ufak çoçuklar geçti yanımdan kalbi yanmamış,şeker yiyebiliyorlardı onlar geçtikçe yelkovan akrebi kovalardı ben ise yüzüme konan kara sinekleri trenler kalkıyordu sıcak çaylarını yudumlayan yolcularıyla karıncalar kaçışıyordu yuvalarına kendilerinden büyük akşam yemekleriyle denizin parıldayan suyunda şehri izleyenler gördüm kayıklarla geceyi geçirmek için küreğe asılanlar sevdiğiyle el ele caddede yürüyenler gördüm ey sevdiğim insanlar ben bir ömür beklerken bir kapının açılmasını görmediniz gürleyen gözyaşlarımı ne yazık bana yazık ki ağladım, sevdim, yüreğim kanadı kanatlarım kırıldı kimse dönüp vah demedi ahlayanlar uzaktaydı güneşin battığı yerde haydi son kez bulun beni görün sessizce çığlık atan masumiyetimi bir de tekne verin bana iki kişilik ne bakarsınız yanan aşığım ben tek mi olayım yahut mecnun gibi toprak mı uğraşmayın o benim yanımda göremiyorsunuz yazık ki yazık kürek çektikçe karşımda olacaktır her nefesinde dalgalanan deniz üstünde görebileceğim göreceğim görüyorum karşımda lakin ne yazık ki sizleri bir daha göremiyeceğim... |