Eylül Gecesinin Sabahına
Yorgun düştü gözleri, kapandı
düşündükleri sığmadı bedenine, doldu, doldu ve taştı taştı yağmur gibi gözlerinden yaşlar sel oldu aktı bir solgun sonbahar yaprağıydı mevsimi geçmiş zamanı dolmuş ve bir dize şarkıydı dudaktan düşmekte bıraktı herşeyi kenarı kayboldu eylül akşamı belki toprak oldu belki kartanesi farketmedi kimse onun kimseleri farkettiği kadar gazetelere manşet olmadı esir düştü aklının en uç noktasına kaybetti kendini, kendini bulduğu yerde hapsoldu, kahroldu, köroldu unuttu halini insana küstü şerbeti zehir etti hafif hafif içti ardında da yaktı sıgarasını çoşkuyla seslenilen ismini işitti kulaklarında saçlarını taradı bir kırık aynada düğmesi kopuk ceketini geçirdi sırtına hayal oldu bir eylül gecesinin sabahına... |
tebrikler
saygılar.