Burgaçlanmış şafağın Yasını tutacak güneş Bir yüzü keskin sınırdır Öte yanı soku..!
anlamak duygusu yaklaştıktan sonra daha bir sarsıcıdır acıdan, acı, karadut şerbeti, buzlu badem satan çocuklar; engebesiz yaşayacaklar bu yapmacık yüzyılı
sisler tanyerinin ortasında açlığı belerecek karanfillerin, zelildir ayşima boynu vuruldukça üveren düşlerin mavi geçip gidecek dağlara
eskidikçe fotoğraflarda güzdüşümü bir uzunpatlar, keskin şaraptır belki ayışığı, heybende dargınlık türküsü avucunda taşıyabildiğin kadar lacivert deniz kokusu al !
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yoldakine şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yoldakine şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
.... Şiir ve okurlarının açtığı kapıdan ilerlemeyi çok önemsiyorum. Bu nedenle paylaşmak isterim ki;
şiirden yansıyan zekâ; bütün bir ömürde sadece bir anın resmini çekip özlenecek olana veriyor olsa da; duygusal zekâ, ayrılık yahut asla yenilenemeyecek an kayıplarının, aynı resme bakarken sevilene çektireceği azabı hissediyor.
Yenilikçi bir yaklaşımla kelimelerin peşinde koşan şiirlerin, ilgiye değerliliğini artıran, görünenin ardındaki resimleri * veriyor olması bakımından, özel ve nitelikli bulurum.
-Çünkü, kıyamet gibi sessiz dizilmişlerdir sözcükler. -Çünkü; kıyamet kavramını düşünerek bakarsanız bu dizelere, soyut anlatımın vardırdığı noktaların birden fazla olduğunu düşünür, yeniden yeniden okursunuz.
*(genellikle şairin alt dimağına ait izdüşümler olup biliş dışında bilincin tezahürleridirler )
Selam ile
wewin tarafından 5/6/2010 9:30:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Duygu betimelemelerinden fırlatılmış oklar gibi dizeler..
Şair bilinçaltında sakladığıyla, hatta bilinçaltının kendisiyle sırnaşık bir oynaşıya durmuş. Kurtulamayacağı tesadüfler bekliyor gibi..
Şiirde zeka ve duygu bir arada ama duygu mu zekaya, zeka mı duyguya galbe çalıyor anlamış değilim. Kimi kelimeler bana kökü taaa İbn-i Arabiye dayanan hurufileri anımsatsa da, şiirin dili biraz daha gündelik ötesi, biraz daha tazeymiş gibi... neyse..bu mevzu derin ve bizi aşabilir..
Şairin ana fikri ila şiirdeki temaları genelde örtüşüyor diye analdım okuduğum şiirlerinden anladığım kadarıyla. Bu da şairin kendisine ait bir poetik algılayışın varlığına işarettir..
eskidikçe fotoğraflarda güzdüşümü bir uzunpatlar, keskin şaraptır belki ayışığı, heybende dargınlık türküsü avucunda taşıyabildiğin kadar lacivert deniz kokusu al !
her cümlede boğazımı tıkadı şiir bir şekilde kelimelerin ağırlığı oturdu yüreğe çok hoş,etkileyici benzetmeler vardı,hayran kaldım yürekten alkışlıyorum sizi iyki okumuşum dedirtti
seçki de görmek isterim doğrusu ;)
sevgiyle
GnL tarafından 4/29/2010 11:32:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
"kelimeler" bazen de yüzyılın riyasını taşır görmüyorsun...
belki de Nazım'ın dediği gibi ;
Annelerin ninnilerinden spikerin okuduğu habere kadar, yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı, anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık, anlamak gideni ve gelmekte olanı.
yoldaki dağdaki aynadaki ve yürekteki....hepsi uzaklarda uzakları yakın kılacak bir makine üstüne çalışmalı diyorum gönülden gönüle ulaşacak küçük bir alet...
ve herkes bekleyecek yoldakini dağdakini yüreğindekini kim bilir belki şair...
Anadolu'nun ücra bir köyüne düştü yolum şiirinizi okurken;
aşk ise ince bir dantel gibi işlenmiş dizelere .
keyifle okuduğum etkileyici bir şiirdi...
kutlarım.