dilruba şahittir
gecenin katranı gözlerinde durmuş
bekleme gözlerimi sokulsun diye bağrına tenin buz dağına dönmüş üşütür içimi üşütme sevgimi yaralı sözlerininin kıtasında fettan dünyanın dibine hapsetmişim rüyalarımı kırma mahsun rüyalarımı öfkenin nöbetine sarıya dönmüş hikayemiz vardı kimbilir henüz yeşile çalmadan doğduk belkide eksenimizde karayel fırtınanın sesinde dilruba şahittir uyandığım gemlere kozalağımıza örülmüş bahtımızın kaderi uçmadan önce çizilmiş ruh denilen resmimiz ey dalları kırılmış goncanın tohumuna düşen ay katresi ölüm kadar acizim yaşam denilen serüvende |
beden yaşama uzaklaşırya hani ! / öyle işte...
ustaca / saygı selamla