Sensiz Ankara/Bir Hasret Senfonisi
Biliyorsun, ben eskiden beri,
Bir nisanı özlerim bir de seni. Zaten hiç unutamam ellerini. Ellerin, ne kadar da narin; Bir içimlik su gibi, elif gibi... Süslüyorsun, erguvan renginle hayallerimi. Saklama benden ellerini saklama, Gel, el gibi uzaklardan bakma. İşin içinde ellerin olunca, Sahip olamıyorum aklıma. Mesala, gün batımında bir göl kıyısında, Gül gibi açarken ellerin; kaybolurum zamanın koynunda. Yumarsın ellerini yüreğim kaybolur avuçlarında. Bulut ol nisanda, yalnız benim toprağıma yağ. Coşkun sellercesine ak bana doğru, Yaban ellere akma. Sokul koynuma öyle el gibi durma. Üşümesin ellerim, ellerinin yokluğunda. Sensizliğin girdabında mahzun şimdi Ankara, Meçhul aynalar koridorunda... Oysa, aylardan nisan; mevsim ilkbahar. Ama, hiçbir hükmü yok bunların; Sen yoksun ya! Nisan bükmüş boynunu, Solgun erguvanlar. Bir nisanı özlerim ,bir de seni diyordum ya! Sen yoksun, nisan eski nisan değil. Ankaran’nın sisli yamaçları hasret eski baharlara… Hâlâ ümitvarım. Bir gün çıkıp geleceksin sen, Nisan bulutlarının arasından. Varlığınla, mahzun kalbim olacak esen… Ne de çok yakışırdınız birbirinize eskiden, Bahar, nisan, akasyalar , bir de sen. Beşinciniz olmakla bile bahtiyarken ben... Ankara,11.04.2010 İ.K |
Meçhul aynalar koridorunda...
Oysa, aylardan nisan; mevsim ilkbahar.
Ama, hiçbir hükmü yok bunların;
Sen yoksun ya!
Nisan bükmüş boynunu,
Solgun erguvanlar.
Bir nisanı özlerim ,bir de seni diyordum ya!
Sen yoksun, nisan eski nisan değil.
Ankaran’nın sisli yamaçları hasret eski baharlara…
güzel bir şiirdi yüreğinize sağlık....çok naifti...