MENZİLSİZ MESAFELERNeden düçar olunur, gönül kıyametine ? Yanılıp ta düşme sen, içimin gurbetine. Olmadık saatlerde, her gün kalkılır zilsiz, Ufka karşı ufuklar, mesafeler menzilsiz... Her kapı arasından, baş gösterirken hırsız, Yorgun atlar bekliyor, güzellerse sabırsız ! Gönlünde gül derenler, bakmazlar hasılata, İyi yap seçimini, her yol çıkmaz vuslata. Ayın parlak yüzünde, gün tarar perçemini, Bir gün yola düşersen, açarak gel içini... Basmadan yürümeli, karanlık gölgelere, Dikenli de olsalar, takılmalı güllere. Ucunda ölüm olsa, gidilir seve seve ; Kaç kez yamine yatsan, tutmuyor gönül tövbe. Nasıl gün usanmazsa, doğmaktan ve batmaktan, Gönül neyi dilerse, budur aklına yatan. Dağılır saç bağımız, dökülür yüzümüze, Oysa kaç düğüm vurur, aklımız gönlümüze... Kalmasın diliyorsan, kavuşmamıza engel, Besle körpe tayları, aklını bırak da gel. Karanlığa yakılır, aklımız el feneri; Gönülle mümkün olur, geçmek mesafeleri. Nerden karşıma çıktın, bu karda, fırtınada? Geçmişini bırak, gel, tarandığın aynada. Buralar çok karanlık, alışsan uykulara, Geçerken köprümüzden, bakma acı sulara... Çöküyor ıssızlığı, yine gamda gurbetin, Bir kere sev de olsun, elimden kıyametin... Hayrettin YAZICI |