MAHREMİ AYÂN, RUHUNU ÜRYÂN BIRAKAN...nemrut ve ceberrut üstelik hep haklı ki o hep öyle sanıyor bilmez ki her sabah aynada mahremi ayan ruhunu üryan bırakan bir çift göz haylidir yalan dinlemiyor anlatıyor ha anlatıyor günden geceden süzdüğü iğreti sevdaları bir bir en afili en geçerli mazeretlerle sonra da ekliyor çatılmış kaşlarına bakıp "aman be birader senle de hiç konuşulmuyor" delirdi mi yoksa yoksa bilmezlere mi yatıyor işte bunu kimse bilmiyor cebinde kırık can parçaları tütün lekeli parmaklarında sancılı vazgeçiş boğumları dilinde inatçı bir pas tadı ne çayla ne şerbetle silinmiyor dur durak bilmeden duvardan duvara vurduğu ve nedametsiz öfke gecelerinde güzelim gözlerini taammüden kör ettiği gönlüne labirent çapraşığı aklında her gece bilinmez ki ne tuzaklar kuruyor acınası bir yalnızlıkta oysa iç burkan karakalem bir ömür taslağı var paletinde hangi yanına şekil verse öbür yanı siliniyor üstelik hüner bellemişken firari şiirlerinden her gün dünden ziyade uzak gitmeleri ustura ışıltısı kondurmuşken tam gözbebeklerine niye böyle oluyor neden her gece kör karanlıklarda düşe kalka kendine çıkan yolları bir bir yitiriyor şimdi bahara uyanırken kâinat bir veda hazânı yaratıyor hatıralara döküyor gazelini mısraların ki artık onlar da gerçeği anlatmıyor vaktiyle şâd ettiği bir hayali kovalıyor kirpiklerinden ve gün başlıyor yine nemrut ve ceberrut üstelik hep haklı ki o hep öyle sanıyor bilmez ki her sabah aynada mahremi ayan ruhunu üryan bırakan bir çift göz haylidir yalan dinlemiyor… CEYDA GÖRK 7NİSAN2010 |