Deli Çağım
En deli çağımın soru işaretisin,
ertelenmiş sevdam. Yarını hiç olmadı sen saplantımın ve vasati değil, tamı tamına kırk dereden getirdiğim sularla yıkayarak izaha çalışıyordum, yüreğimin anlamsız suskunluğunu. Eee sende çok havalıydın o dönem ki sanki; uyuz atlar arasında en hırçın kısraktın, kimsenin yanına yaklaşmaya hakkı yoktu, yeleni savuruşunla, şaha kalkışın öldürüyordu cesaretimi, sevdamın her zaman kaçacak deliği hazırdı. Senin yüzünden sigara içmeyi beceremeyen çocuğa çıkmıştı adım, olur olmaz geliyordun aklıma ve hep doğru zamanda gözüme kaçıyordu sigaranın dumanı. En çok senin yanında terliyordu ustura görmemiş bıyıklarım. Yüreğimden firar eden sözler, gözlerinin siyah üniformalı korumalarına takılıyor ve tekme tokat hapsediliyordu boğazıma; bu yüzden en çok senin karşında gevşekti kravatım Sırama kazımıştım adının baş harfini ama sen şehir kızıydın, oralı bile değildin, hep ön sıralarda otururdun bu yüzden iyi bilirim ensenin çoğrafyasını. Her sabah okula koşuyordum, notlarıma yansımasa da sempatim artmıştı ama hep sende kalıyordum bir türlü tutturamadım karnemin lotosunu. Gerçi ben en çok geceleri seviyordum, rüyalarımda sen vardın, sana hastaydım, çünkü; her sabah soğuk suyla banyolarımın tek sebebiydin, en deli çağımın soru işaretiydin ertelenmiş sevdamdın. Sen kırmızı başlıklı kızdın ve bana bu masalda kötü kurt olma şansını bile vermemiştin, kaldı ki o dönemler ben Robin Hood formundayım, şiirlerle kurtarılacağını zannediyorum insanın, herşeye hazır bir şiirim var... bir tek sana yok. aklımca cezalandırıyorum seni. Papatyalar bile bıkmıştı bana red cevabı vermekten, sen bıkmadın. Gersi senin benden haberin bile yoktu. Falcılarda değildi suç... Kahvenin telvesi iyi bir ressam değildi ve asla resmedemezdi fincanıma seni. Ama şarkılar... şarkılardan fal tutuyordum, hep sen çıkıyordun. Manda yuva yapıyordu mesela söğüt dalına, yavrusunu muhakkak sen kapıyordun. Gün giyinirken çok düğmeli siyah matem elbisesini, onunla yas tutardım, göz kuyularımdan çektiğim sularla yıkardım pencereni bir müddet, sonra senli akşamlar başlardı... Sen tanıştırmıştın alkolle kanımı ve iki sevgili oldular; sünger gibi emiyordum, sevişiyordu kanımla kafir. senli mezelerin tatminkarlığı yetiyordu bana... Saflığınla beyaza boyadığım içkimin satır aralarında boğuluyor, yokluğunun kuponsuz promasyonu acınla taşıyordu kadehim. Fahişe bir mutluluk konsomasyona çıkıyordu sonra, masamda dansediyordu çarşafa bürünmüş suskunluğum. bir müddet direnen erkekliğim, gözlerimin ihanetine uğruyor ve peçetelere çiziyordu sensizliğin tuzlu resmini.. Bir bilseydin, beni bilseydin..! En deli çağımın soru işaretiydin, Ertelenmiş sevdamdım. Bir gün ki o günden sonra artık altı günle çıkıyor haftalar, bozdun orocunu...Nasıl oldu anlayamadım; bir fırtına koptu, bir sel çoştu ki sadece seni değil, neyim varsa kattı önüne, durdu dünya, ve sen hala en deli çağımın soru işaretiydin, beni bilseydin.... |
sevgiler...