CANIM İSTANBUL İSTEDİ BİRAZ..( I ) Canım İstanbul istedi biraz İstanbul efkarı basıyor şu günlerde durmadan içimi İstanbulsuz acının da, mutluluğun da tadı asla olmaz Sen bir İstanbul getir bana bay canım meyhaneci Sormadan doldurabilirsin boşalan kadehimi… *** Bir kırkbeşlik İstanbul koy yada en iyisi sen masama Kavun ile peyniri de sakın arkasından unutma ? Perdeyi en güzel İstanbul görüntüsüne ayarla İstanbul’un güzelliği görünsün pencereden bu ezik dünyama Baş mezem olsun içkime mavi İstanbul’lu manzara !... *** Canım İstanbul istedi biraz İstanbul mezeleriyle donatılsın masamın üstü her tarz Vapur sesleri ve martı çığlıkları gelsin o pencereyi arala da az İçmeliyim "bulutun rengi vurmadan cama" içmeliyim çılgınca ! Lakin bulutun rengi vurunca cama bende mecal kalmaz Ve siparişime laveten de adisyona rast şarkılar diye yaz ? İsterse tuz serpsin bu aşk yarama çalacakları her şarkı, her ince saz... ( II ) === İşlesin İstanbul menüsü bu kara sevdalı iliklerime Soğuk, loş ve ıslak İstanbul kaldırımlarıyla da sen masamı biraz süsle Buram buram aşk ve hasret kokan İstanbul gecelerinden Emsalsiz olan ne varsa hepsini tabağıma tek tek dilimle Lakin ben sevdalıyım güzellik denen her şeye, ama her şeye Bilmiyorsan bak şu ibretlik halime beni bir de sen yorumla Koy be meyhaneci usta, koy artık İstanbul denen şeylerden masama !... *** Canım İstanbul istiyor diyorum ey meyhaneci usta ! İstanbul’la olmalıyım ben her an sarmaş dolaş Doldur tabağıma İstanbul kokan ne varsa, özlem gidersin dertli baş Sonbaharını özlemiştim kaldırımları süsleyen ıslak yapraklarıyla Sarhoş rüzgarlar pencereden gelip uçuşmadan benim etrafımda Koyuver onları da, koyuver masama kıvrandırmadan beni pür telaş Koy, kendinden de bir anlam koy be tabağıma ey meyhanesi arkadaş !... *** Canım İstanbul istiyor diyorum sana elini çabuk meyhaneci olur mu ? Asla kimse anlayamaz benim bu İstanbul sususuzluğumu Ve İstanbul da tanıdığım aşkım için nasıl yanıp tutuştuğumu Denizi hıçkırır avaz avaz gözlerimde İstanbul’un hala tuzlu tuzlu ! İstanbul diye çınlar hep kulaklarımda meltemlerinin uğultusu Özlemiştim terk edilen bir sevgili gibi ben canım istanbul’umu Özlemiştim ve çok geç anladım ben İstanbul’un bir hastalık olduğunu… ( III ) ==== Deli gibi İstanbul ister canım böylesi karasevdalı zamanlarım da Terk edilmiş olabilirim belki ben meyhaneci usta ama, Her derdime ortak olan İstanbul’dan getir sen benim masama Gelince sevdiğim aklıma İstanbul’un yüreğime üşüşmesi geç kalmaz Lakin İstanbul’suz bir gönül böyle bir ayrılığa asla katlanamaz ! Susuz içerim İstanbul’u ben hep sırf bu yüzden işte Kimse onun kadar benim dertlerime ortak olamaz... *** Bak bana ey dertli gönüllerin değerini iyi bilen meyhaneci ! Tazelesin garson kardeş söyleyiver de bari bir daha şu içkimizi Canım İstanbul istiyor diyorum sana geldiğim andan beri Yetmiyor, yetmiyor masama koyduğun istanbul’lar bana anla beni Duyun lütfen, duyun artık sevgiye aç ve yüreği yaralı bu efkarlı sesi Doldurmazsanız eğer sık sık boşalan kadehimi Dindiremem ben başka türlü içim de ki müzmin kederleri… *** Vakit geç diye kapatmayın mekanı bekleyin ne olur beni biraz ? Zaten masamda ki İstanbul bitmeden masa yarım bırakılmaz Hani derler ya "sarhoşun kusuruna bakılmaz” Hem buradan sağmı, yoksa ölümü evime varırım ben hiç belli olmaz Ve biliyorum ki şu an senden başkası benim bu halimden anlamaz Kapatma dur, canım meyhaneci ne olur dur be bari çok az, Son bir dublelik bardağıma İstanbul koy ne olur sen biraz ?... ==== İ . HAKKI GÜRCANOK 2008 / İstanbul / AĞVA ================== |