kızılDENİZ VE cebeliTARIK
kucak dolusu su serpildi,
gecenin deminde büyüdüğümüz aşka, sudan sebebini bildi, göğüm göğsümde kuruduğunda, asasına dayanmış ömrün, düştü düşecek fısıltısı gözyaşıma... akarsular başımdan aşağı dökülünceye dek, sakardı ellerim keyfekeder, sayesinde sırılsıklam aşık oldum... gözlerimi kuruladım yalnızca, yüreği ıslak iman tahtasının, güneşi kirpiğime battığında, dalgıçlığı rüyalarına, kızılDENİZdim nasıl olsa, ayağında takunyalarıyla asi ve asil, yüzgörümlüğü boğazında mercan, ayak ucum göz ucuma bakardı, çıplak ayaklarım gitmeye korkardı, yalınayak bırakırdın şiirimi, suya değerdi canım, Musa’nın kılıcıyla ikiye yarılır, arınır, vedana sarılırdım sıkıca, cebeliTARIKtın çünkü, herkes geçerdi, sen vazgeçerdin benden... sen olmasan suretimi tanır mıydı ki aşk? kırmızıyı parlatıp başucuna yakamozu koyduğum, dev aynalarda aksimi seyrettim, dev dalgaları devraldığımda, yüzü kırış kırıştı atlasımın, kızıl saçlarını savurduğum çöl, kızılca kıyameti kopardı, cennete düştüğünde aşk, ayucuklu başucuklu gecelerimden birinde, güneşi kımıldatıp uyardım, kalk, sabah oldu, içim limansız dışım sütliman, döndü dünyama yüzsüz yüzsüz, kucakladım yandı ellerim cehennem, sonra titredi şiire sarıldı ayrılık, aklıma estikçe, sesini götüren rüzgarı, dansa kaldırıran rüzgargülüm... tut ellerimden kaybolmayasın artık aşk... yıldızlarını saydım gözlerimin, gecelerimde bir eksik var, sabah yıldızım denize açılmış, yine sallandıysa ellerimiz, seni bilmem beni tutmuştu bu aşk, boy versek sözün kısasınca, dilimin ucundaki anafora geceler boyu, iki damla düşmüş ellerimden düştüğümde, düşük yapan düşlerime hazan, taş kalbin seke seke gidişini yazan, çocukluğumun köhne sayfaları, kağıdından uçaklar yaptım, uçurdum, kendi sahalarıma düştüm, kuşların haberi var gelecekler sana, mavinin peşine düştüm, dalgın gözlerimi bulduğumda, batmazdı, sözlerim gözlerime... gecenin rengiydi, şiirin elleriyle beni boğan, sahile vuracak dilimle, vurulurdum kıyılarımdan, ağzımı yarım yamalak açtığım alfabemde, üç haneliydi aşk... tadı damağımda bırakılan, tavan arasının gizli öznesi, teşhis etmeseydin sözlerini, martılar daha çok bekleşirdi hayalinde, kargalar ömürlerini alır gelirdi, dudaklarım gözlerim sulu boya, yıkarsan sözlerini yıkılırdı ellerim, kumdan kalelerimle savaşta, kum saatinin bir tanecik zamanını, hiç kaybeder miydim? avuçlarımda, yağmurları sakladım, yumruk yumruk şiirin eli üstümdeyken, yine bilemedim çekip giden med cezirleri, nefesimi derin bir sessizlikte tuttum, ellerimdeki azatta küreklerim, sandallarımın başı bağlı Mart’ı çekiyorum kıyıya, geriye ne kaldıysa yaşanmamış? isyanımı bastırın sularıma... gecenin koynuna girebildiyse, suskunluğumu okşayan hayalin, kısır döngülerde, şiirin kasırgasına söz doğurdum, bu fırtına ikimizin, ... üvey verildi mecazımız, firari kafiyelere, ıslı kalan ıslıklarıma, gözlerimi dökmüşümdür sular seller gibi, ezberime terk edilmiş yüreğin, sesime yağmurları bırakan... denizanasınca hangi gecenin avlusuna bırakıldıysam? denizkızı olduğumu unutup, kucak dolusu gözyaşının, sığ yanlarında boğulduysam, aşk olsun martaval yüreğime, ... üşünmeyip bir daha üşüşürse aşk, ellerimle ayağa dikildiğimde, can suyumu verin..., Sinem Şanlı (siNEMLİ) |
Sevgi ile kalın
Emekli ve güzel çalışma idi