ZEHR-İ ENGEREK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın şiirin kalbine bir mezar açtım
gölgen geceye her düştüğünde göm içindeki yitikleri sessizce avuçlarıma bahardan kalma bir yağmur bulutu sakladım gözlerimde dilsiz bir sen sersemliği… terimden düşüp toprağa karışan her damlada masum yanlarıma dadanmış ürperti sancısıyla susar içimdeki haylaz çocuk bul beni … işlemediğim cinayetlerin zanlısı sandılar s/us’larımı… karanlığın leş toplayan dişlerinden damlar gözlerimde kendini asmış eylül yağmurları mahzenimin karanlığında sürünen zehr-i engerek… hadi yavaş yavaş öldür sen yanımı çürümüş destanlardan unutulmuş yüzler topluyorum kalabalık bir yalnızlığa tutundum üşümeye gidiyorum birazdan dönerim üzerime giydiğim ne kadar sen varsa çıkarıp hafiflediğimde bekle gelirim Dilek Çevik |
akıl kanatan yalnızlıklarda savrulmak...
mum kokulu karanlıklara sığınmadan kendine gömüp olgunlaşmamış koşulları
sessizce ölmeyi beklemek gözlerinde
g/izlendin
tebrik ve ışıkla