Eski Recisör Yılmaz Bey
Yeşilçam Sohbetleri – 1
Kardeşim hoş geldin Adını bahşedersen, Alkan, he Altan’mı? Afedersin, anladım şimdi… Tekrar hoş geldin kardeşim, Bende Yılmaz, Yılmaz Kaya. Eski recisörlerden, Yeni kafe işletmecisi. Bir film hazırlığımız var bakalım, Tamamlayabilirsek işalah, Sahi sen kimden duydun? He setçi Memet Ali’mi? Ağzında da bakla ıslanmaz ki pezevengin. Neyse iyi çocukta çok konuşuyo kardeşim… Tabii sakıncası yokta, sonra garibe umud oluyor iş olmayınca da üzülüyorum anadın mı Altan kardeşim? Neyse ne içersin? Afiyet olsun kardeşim, Şimdi Altan, efendi bi adamsın belli, Eskisi gibi değil bu işler Film sokağında adam bulamazdın eskiden Sabahın altısı dedin mi Başlardı minibüsler dolmaya Yallah sete anadın mı? Ne oyuncular vardı, Günde üç set gezerlerdi. Aha bak şimdi, Bi ucundan bi ucuna Yeşilçam Sokağı Ful anasını satayım… Bunlar benim kafe müşterim olsa, Seneye kalmaz iki film parası koyarsın köşeye Negatif hem de, vidyo midyo değil öyle. Ayıptı kardeşim eskiden Hele kadın oyuncu yoktu pek Levantenler oynardı sadece Bir tane Müslüman Türk kızı bulamazdık filmde oynatmaya Yok oramı açmam, keserler beni. Yok öpüşmem ayıp, günah… Hey Allah’ım hey, Nerden nereye. Şimdi bak her köşe başında filmlerde gördüklerinin fazlası var. İçer misin bi tane daha? Peki, ayağına sağlık kardeşim, müsaadenle, Bak sana arkadaş tavsiyesi, Bel bağlama böyle artistik işlerine fazla Ben iki iş yapıyorum son on yıldır. Biri geçinmek için kafe mafe işleri. Diğeri de mutlu olmak için, sanat film işleri. Hadi kardeşim müsaade bana yolun açık olsun, ara yine gelirsen… 00.59 – 5 Nisan 2010-04-05 Bakırköy - İstanbul |
Yüreğinize sağlık,kaleminiz daim olsun.
Saygı ve selamlarımla