Çarıklı Masallar
Bir varmış.
Ben sizin korkaklıklarınıza sığınsaydım yalnız kalmazdım. Bir yokmuş. Ben yalnızlıklarımdan saraylar yaptım, korkakları ülkemden kovdum. Sınırlarım Onsuzluklara kadar gider. Evvel zaman içinde. Mişlim geçti, eceğim gitlere çakıldı. Kalbur saman içinde. ’unut’ları içimde, Kendi ’tum’ sandı. Güzel ülkelerin birinde. Korkaklara ağıtlar yakan bir esir vardı yalnızlığa. Bir adam yaşarmış. Ben o esirdende kral yaptım kendi ruhuma. Bu adamın. Soytarıları kovdum ülkemdeki düşlerden. Seviği bir kız varmış. Ve ben kendi ülkemde coğrafyasız hüküm sürdüm ürkek sevgi yalanlarına. Bu kız adamı kandırmış günün birinde. Ve inan tahtım sarsılıyor, duygularım hükmümden uzaklarda. Adamda inanmış kıza hemen. Belkide yaşamalıydım yalnızların ülkesinde, korkakça. Kız adamın sevgisini ölçmek için... Ama ben kendime en gerçek sevgilerden ordular yaptım, merhamet atadım önlerine. Onu yalnızlık dağına yollamış, adam kıza şöyle demiş; ’ Ben senin masalında mutlu bir prens olmaktansa, kendi yalnızlığımda kral olurum. Ben senin gibilerin korkaklığına sığınsaydım yalnız kalmazdım ’ demiş. Onlar ermiş muradına. Umut hoyratça tepindi gönlümün saklılarında. Biz çıkalım kerevetine. Orada adından başkası yeşermez artık. Ben sana gerçeklerden masallar yaparım Ama Yalanına kandığın efsanelerde, varlığın yitik prenses. Gel gerçeklerime ki görebilesin çarıklı prensini. |