YEMENDE AŞK...
Ahmet ile Mehmetindir bu şiir
Bir aşka ağıttır Ahmet,Fatmayı çocukluktan beri severdi Gözü Fatmadan başkasını görmezdi Ahmet,fakir bir ailenin yetim çocuğu idi Ama;Fatmayı adam gibi sevmişti Mehmette Ahmet’in çocukluk arkadaşı idi İki yiğit nam saldı kasabada Aradan uzun yıllar geçti Ama;bu yıllar yorgun ve meşakkatli yıllardı Canı gibi sevdikleri devleti zor durumdaydı Parçalanmaya yüz tutmuştu Bütün dünya kin kusuyordu Osmanlıya Yemenin,Kabenin,işkal edileceği söylendi Durur mu bu iki yiğit Hemen askerlik başvurusunda bulundular Fatma Ahmet’in askerlik baş vurusu yaptığını duydu Haberi alır almaz yüreği sızladı Gidiyordu Ahmet Bir daha geri gelmezse Ahmet Ne yapardı Fatma Ahmet haber yolladı köyün delisiyle Her zamanki gibi nehrin kenarında buluşacaklardı Ahmet ağır ağır geliyordu Yüzünde hüzün vardı Fatmaya yaklaştı Göz göze geldi iki sevgili o an Fatma:Ahmet gitmesen Ahmet:Olur mu gülüm Hz.Peygamberin mezarını yıkacaklarmış Kabeye haç asacaklarmış Nasıl bakarım köylünün yüzüne Ne derim ben Hz.Peygambere Yavrularmıza ne derim Fatma Ayrılık vakti gelmişti Dokunamadı Ahmet Fatmaya Fatma çok ağladı Nehire akıttı göz yaşlarını Ahmet gidiyordu Çünkü;vatan borcu namus borcu idi... Ahmet ile Mehmet yola çıktılar Ahmet’in göğsünde Fatma’nın mavi yazması vardı Bu gidiş vefaydı Hz. Peygambere hürmet ve saygıydı Aylardan Ağustos Güneş Yemen çölünü yakıyor Beş bin müslüman Türk çocuğu yollara düşmüştü Bu ne büyük acıydı Allahım Mısıra vardıklarında sayıları üç bine düştü İki bin Müslüman Türk çocuğu şehit oldu Suları yoktu kınalı kuzuların Çöl sıcağı ciğerlerini yakıyordu Güneş bile ağlıyordu bu çileye Sarıkamışın donduran ayazına inat Bu sefer yanıyordu Mehmetçik Çarıklar eski Yemek yok Su yok Yakıyordu yemen çölü Mehmetçiği Yığılıyordu gencecik bedenler kumlara Herkez bir yana savrulmuştu Yemen ağlıyordu Müslüman Türk çocuklarına Açlık Sefalet Hakkaniyet Vefa Hepsi yemende yazılıyordu tarihe Ahmet ile Mehmet yorgun düşmüştü Mehmet’in adımları ağırlaştı Yürüyemiyordu Mehmet Dayan diyordu Ahmet az kaldı İnsanlık ağlıyordu bu manzaraya Ahmet Mehmeti sırtına aldı Kilo metrelerce gittiler En sonunda karargaha geldiler Yorgun ,bitkin bir vaziyette Ahmet, Mehmet ile ilgileniyor hadi kardeşim diyordu Fatma ise Anadoluda çaresizdi Ahmetten haber alamıyordu Ne kadar çok sevmişti Ahmet’i Günler geçiyor,hasret katmerleniyordu İki yiğit;Ahmet ile Mehmet Yemende çarpışıyor Düşman kuvvetlerini yok ediyordu Çünkü;bu bir milletin davasıydı Bu savaş kazanılmalıydı Bir gece İngiliz kuvvetleri ‘’kasrik’i’’ bombaladı Ahmet kasrikte görev yapıyordu Mehmet haber alır almaz yanına koştu Ahmet’i aradı enkazların altında Ve Ahmet’i buldu Ahmet ağır yaralanmıştı Sağ bacağı ve sol kolu kopmuştu Alnında kocaman bir şarapnel parçası vardı Mehmet baş ucunda ağlıyordu Ahmet kardeşim diyordu Ahmet bir ara inilti halinde Mehmete seslendi Ahmet dedi ki:Mehmet senden bir isteğim var Mehmet:Söyle kardeşim dedi Ahmet:Mehmet ben ölürsem Fatmayla evlen dedi Dünyalar Mehmet’in başına yıkılıyordu Ne büyük bir acıydı bu Mehmet:Asla dedi ve kabul etmedi Ahmet:Fatmayı başkası üzer,incitir lütfen dedi Ahmet:Sana hakkımı helal etmem Mehmet diye tekrarladı Ve Ahmet titremeye başladı Kısık bir sesle Kelime- i-Şahadet getirdi Ve şehit oldu... Dünyalar Mehmet’in başına yıkıldı Ne diyecekti Ahmet’in anasına Peki ya Fatmaya ne söyleyecekti Annesi Ahmet’i, Mehmet’e emanet etmemişmiydi? Bir ay sonra Yemende savaş bitti Araplar ve İngilizler Osmanlı askerlerini öldürdü En çokta bu üzüyordu Mehmet’i Hani din kardeşiydik diyor Biz sizin için gelmiştik Neden böyle yapmıştı Araplar? Çölde iki bin Yemende bin tane müslüman Türk çocuğu şehit oldu Mehmet çok üzgündü Ne yüzle gidecekti İstanbul’a Fatmaya ne söyleyecekti Nasıl benimle evlen diyecekti En yakın arkadaşına nasıl yapardı bunu Ama;Ahmete söz vermişti İstanbul’a gitti Ahmet ile oyun oynadığı o sokak, başına yıkıldı İlk önce Ahmet’in annesine gitti Künye ve Bayrağı verecekti Ahmet’in annesi haberi çoktan almıştı Ağlaya ağlaya gözleri kör olmuştu Peki ya Fatma O ne yapıyordu? Fatma’nın evine doğru yol aldı İki göz iki çeşme ağlıyordu Ahmet diyip ağlıyordu Fatmaların evinde hiç kimse yoktu Ev yıkılmış,viran olmuştu Ne olmuştu bu eve böyle? Duvarlar simsayahtı Siyahı görünce aklına Ahmet geldi O da ’’kasrikte’’ yaralı bir şekilde sıcağın alnında ölmüştü Bedeni adeta kavrulmuştu Evde hiç kimse yoktu Fatmayı göremedi Komşularının kapısını çaldı Fatmayı soracaktı Komşusu kapıyı açınca Fatmayı sordu Komşunun gözleri doldu Yavrum dedi: - Fatma’nın sevdiği güneşin alnında Yemende şehit olmuş - Fatmada haberi alınca - Kendisini eve kapattı - Kitledi bütün kapıları - Gaz yağı döküp evi yaktı - Yanarak can verdi o güzel kız - Sevdiğinin acısına dayanamadı.... - Ve Mehmet dizlerinin üstüne çöküp ağladı... ’’ Aşkı ve sevdayı;Şehvet,Rezalet,İhanet üçgeninde yaşayanların inadına ’’ Seni;Yemende Ahmet gibi,alevlerin içinde Fatma gibi seviyorum BİLESİN...’’ MEHMET ÖZMEN (27.03.2010) |