***YİTİK İNSAN***kutsallığını yüksekliğinde bulan kocaman büyük binalar arasında eşrefi mahlukat makamından ufalanarak küçülmüş yuvarlanarak düşmüş insanlar süper marketlerin büyüleyici ışıklı vitrinlerin etkisiyle tükettikleri yaşamlarından mabetlerini yitirmiş şehirlerinin kendilerini bir yabancının soğukluğuyla örten modern evlerinden nedense kaçıyor fırsatını bulduğunda kendine ait serbest zamanlarında ve çoluk çocuk atıyor kendini kırlara bembeyaz bulutlarla süslenmiş selamlıyor gri mavi gökyüzünü turlayan kuşlar ve binlerce yıldır aldırış etmeden kimseye rengarenk parıldayan taşlarına yemyeşil yosunlarına yosunların arasında cirit atan balıklarına ite kalka birbirlerini kovalayan yeşil başlı kaplumbağalarına serinlemek için yuvarlanarak oyun oynayan fıtratı bozulmamış çocuklara şarkılarını söyleye söyleye zamanla beraber zaman gibi iki köprünün altından akan serin sular… doğadaki ağaçlar ağaçlardaki yapraklar yapraklardan süzülen gölge otlar otlardaki böcekler böceklerdeki renler indirmiş gökkuşağını yere vıraklayan kurbağalar yeşilden almış rengini kertenkeleler sen ve ben sonra çocuklar hatırlatıyor bize ve hatırlatıyor şehrin yabancılaşmış insanına maskesini yırtarak sızdırıyor dışarıya insaniyetini bir an… sonra şehirden taşınmış sağa sola atılmış boş meşrubat şişeleri pet şişeler naylon poşetler çocuk bezleri karpuz kavun kabukları laf taşıyan gazete artıkları çerez kabukları sigara izmaritleri çöpler…çöpler çöplükleşmiş yaşam akıyor modern şehirlerimizden taşınmış lağım suları armağan doğaya. güneş batıyor kararıyor dünya sirenleri çalıyor fabrikaların ve zaman bitiyor sahte yaşamlar sahne alıyor tekrardan serbest zamanı biten insan kendine gelmeden toparlanma zamanı gelmiş sızan nur yetmemiş kendine getirmeye mabedi yitik şehrin değerini yitirmiş yüreksiz yitik insanına yüzleşmesine izin vermiyor zaman kendisiyle insanlığa bürünme yolunda |
güzel bir şiirdi
Zaman gittikçe daralıyor insan için
Sevgi ve hürmetlerimle