KÜN
bir elimde tebeşir, önümde teneşir.
çeteresi tutulur siyahi gölgemin... gerdeğimin eşiğindeyim yüz görümlüğün, sadece yüzümdür bilirim yüzümü getirdim ışıkları söndür... her gün, güneşleri yıkarım sırtında denizlerin her dalga bir güneş taşır sere serpe kıyısında günün. engininde hepliğinin hiçliğimi özledim… ne kaldı geriye? isimlerden resimlerden öteye. yağmur toplarım martı kanatlarından koynuma kara bataklar kaybola dursun ruhumda saklambaç oynarım sakalarla dalların ucunda. bir yusuf’çuk havalanırken usulca terennüme başlarım Yusuf’ça... iğde ağaçları salınır omuzlarıma ve kızılca kıyamet kopar, gün saçlarını toplar ufkumda. dinlemedeyim " kün " sesini ve harfler noktayı bürüdü, bürüdü... lakin; yine de gel ey sevgili ! bir kıvılcım idi, adı yangın şimdi... gecenin ayeti girerken koluma bir çivi daha çakıyorum, sandığıma. asamı atıp sırtıma yeni ayraçlar bırakıyorum okunmuş sayfalarıma... geleceksen anadan doğma üryan gel yanıma… Nurcan Yalçin |
tebrik ederim