KUYU
içimdeki çocuk gitmiyor
hangisi olayım parklara sığmayan çocuk mu ? kırıp döken hırçın huysuz mu ? şeker düşkünü olan mı ? oyuncaklarını eskiten mi ? yoksa kuyuya atılan Yusuf’mu ? en küçük olmak en sevilen sevgili güzeller güzeli on iki kardeşli Yusuf kalmak çocuk Yusuf’u yaşamak herkesin gözünün ışığı çocuk özleminin rengi baba Yakub’un evine doğan güneş onu kuyuya attı abileri bu kıskançlığın ateşiydi kurt kapmadı kanlı gömlek yalandı dipsiz sanılan kuyu bağrına bastı Yusuf’u ıssızlık kalabalığa dönüştü kervan geçmez yerde geçti bir kervan orada uzakta bir kuyu suya koştular ip salın , su çekin suya hasret insanlar Yusuf’u buldular çıkan su değil Yusuf’tu susuzluğunu insan unuttu yolculara derman geldi kervan kuvvet buldu Yusuf’un kokusu baba Yakub’a ulaştı içimdeki çocuk gibi her çocuk bir Yusuf bir çocuk çıkar diyerek kuyulara ip atmak gerek kuyulardan Yusuf’lar çıkar hala bir umut var içimdeki çocuk Yusuf olacak.. 21.07.2004 mustafa kaya |