İnsafınız yok mu eriten yıllar!Sinemin derinliğinde yol alıyorum Ne kadar çektiğim ve hala çekeceğim çile varsa kanıyorum Ruhumu kuşatan yorgunluğu tebessümle anıyor, hicranı buluyorum Göçüp giden zamana teessürle bakıyorum ve bahtıma boyun bükerek susuyorum Hani dile gelen şevk söyle nerede Halimi eriten yıllar, kalbi sayfaların efkârıyla bak ruhumda Üzen her ne varsa nefesin kalan anılarında ve adımlarım sancılarla Öyle düşünürüm kıt aklımla, idrakin bıraktığı sağanaklarda, hüzün varlığımda Ne vakit borcum bitecek söyle Sırtladığım yükler kimin sine-i melalin mefkûre-i hanesinde Gam içimde, hazan yüreğimin ağlayan katresinde, aşk diyarın ötesinde Neyim varsa al senin olsun, umudun kalanı ruhumla buluşsun, sürur halime aksın Çağlayan su misali çığlığım Ne söylesem, şevki terennüm ederek hale yönelsem acı var Sancı sabrın muştusunda, bahtım vaat edilen ülfetin korkusuyla ayakta Yaşamış olduğum her ne varsa, vakit ömrün içinde mukadder bir zamansa korkma Ne kadar ağlarsan aklanırsın Hissiyatın nağmesinde ikamet edersen tutkuyla bağlanırsın Sevda için niçin nazlanırsın, feda olmak adına niye maslahat koklarsın İradeden vazgeçiren aşkı hala hakkıyla yudumlamaz ve erkiyle manaya konmazsın Artık söyleme sus, kalp ağlar Yanan halin bağışlanmışlığında muhakkak açan bahar var Kalbi aşkta ne nar ve ne de anlamını kaybeden ar var, yar meşke bakar Ölüm hayvan için var, insan, vaktin birliğinde maveraya kar zarifliğinde akar yar Susan dilin ne söyler bilirim Halin derinliğinde aşk erdemliliktir, lütfedene şükrederim Aşkın feriyle, nefesin aklaşan naifliğinde edebi ruhum için zikrederim Şiir, şairin kalbinden sudur eden aşkı sağanaktır ve ibadet aşkıyla sarf edilen hazdır Mustafa CİLASUN |