Ölü Süvari
I.
Her yönden ele alınıp yaratılmış varlıkların Kalbine yürüyorum sanıyorken, Girmediğim kılık kalmamıştı. Habersizdim, Kanıtlanmaya ihtiyaç duymayan gizemlerin Varlığının yeni uyanışlara gebe olduğundan… Hukuku olmayan şiirlerin, Ölü suyu içmiş hazzı içinde Buluyordum hep kendimi. Yıllardır Hiç elimi göğsüme koymadığımı fark ettim. Hiç elimi göğsüme koyup kendimle kalmadığımı Ve güneşin doğduğu saatlerde Hiç oturmadığımı… Islak çimenlerde donuk mavi gözlerdim sadece. Değiştiğinde her şey; Her şey önce bir vaveyla koparıp değiştiğinde Anladım. Bırak uyansın dedi önce; Bırak uyansın ki Şiirlerin hukuku olsun dediğinde Anladım… Durmasın aşk yerinde Siyah beyaz gidişin O siyaha çalan gözlerinde Titresin için dediğinde… “Gelişme için yeterlidir Küçük bir hareket “ derlerdi ya; Ve bıçağı sıyırır gibi kınından hışımla Ruhun uygun gördüğü düzen gelişti… Ve eski sebebini yitirdi her şey; Sırtını bir kayaya yaslamış şairin Hayatı dinlemesi gibi… Ellerini tuttuğumda, Elimi göğsüme koymamak için Hiçbir sebebim kalmamıştı. Dünya bize silah çektiğinde Sadece adı, “Aşk” oldu. Ama ben bunu da sevdim. Dünya bize silah çekiyor diye değil; Ruhun uygun gördüğü düzen geliştiği için Sevdim… II. Tek başına her yere götüren Bir model, Bir başkasına dönüşmeden “Çağrı niteliğinde” kalmamalıydı. “Var olmak adına tüm soyut hayalleri, Manşet duyguların egemenliğini yok ederek Ve kendi hesabına düşmeden, Silahı sana dönmüş bir katilin cezbesinde Yaşamalıyız artık.” Dedi. Doğruydu; Böyle yaşanmalıydı; Hak verdim.. Siyah gibi olmasa da Siyaha çalan her şey gibi, Bir “farkındalık” yaratmalı dedim. Kabul etti… III. Şiire özgü bir mantık gibi, Hatta şiir gibi, Hatta sırtını kayaya dayamış şairin Sebeplerini kaybetmesi gibi, Önceden belirlenmiş sonuçlara İhtiyaç duymadan Harekete geçmeliydi. Bir yere “çağrı” niteliğinde Tasarlanmış tüm krallıkları reddederek Şiirlerin hukuku olmalı Dedim kendi kendime; Yönü olmalı. Kabullendim… Ve kurtuldum En yüce ölü süvari seçilmekten.. Metin BEKTAŞ |
saygımla..