SUSKUN ÇINARŞu vadinin yamacında bir yalnız ’’Çınar’’ Solmuş yapraklar,hüzünle eğilmiş dallar, Sessizce döker gibi sanki göz yaşını, Hemen dibinde akar,bir kaynak bir pınar. Gövdesinde türlü türlü mazinin izi, Kazınmış bir kalp ile bir ok;aşkın nefesi Hicran ile basmışta bağrına taşını Yanmış mısralarda lânetlemiş geceyi. ’’Birisi’’vuslat ile ağlamışda yanmış, Sevdası aşkı kazınıp sel olup akmış Kaderi kara yemeni sarmış başına Mecnunu kıskandıracak ağıtlar yakmış. Hele hele şu ’’Çınar’’gelsede bir dile, Çözülür onca muamma onca bilmece, Aşığın bağrına çekmiş ’’elif’’ kaşını, Maddeyle manâsı kâinatta tek hece. 18 Ocak 2010 İstanbul |