EL KIZI
Yaşın on altıdır, yada on yedi
Sana bir gül gibi, kokar el kızı. Daha yirmilere, gelmeden yaşın Seni hâlden hâle, sokar el kızı... Zar zor öğrenirsin, adla, yaşını Dertlere sokarsın, dertsiz başını. Mekan edinirsin, köşe başını Güler sana camdan, bakar el kızı... Kandırıyor seni, cama çıkışı Elindedir oya, yada, nakışı. Yakar yüreğini, baygın bakışı Seni kendisine, çeker el kızı... Yanaklar elmadır, dudaklar kiraz Gezerken salınır, nazlıdır biraz. Anasından kalmış, dizginler miras Yuları boynuna, takar el kızı... Zurnalar çalarken, davul vurulur Düğün dernek olur, yuva kurulur. İlk günlerde, istek, arzu sorulur Yemeği ocakta, yakar el kızı... Geçer cicim ayın, başlar dırdırlar Neyse istekleri, bir,bir sıralar. Dersen sıkışığım, ben bu aralar Evini başına, yıkar el kızı... İçine kapanır, surat asarsın Eskiden aslandın, şimdi pusarsın. Hep o konuşurda, sense susarsın Her lafı ağzına, tıkar el kızı... Bir de evde çoluk, çocuk oluşur Konu komşular hep, eve doluşur. Elin ayağınla, dilin dolaşır Her şeyi başına, kakar el kızı... Gündüz işi yetmez, mesai başlar Daha genç yaşında, ağarır saçlar. Otuz, otuz beşe, geldi mi yaşlar Çıkarır posanı, sıkar el kızı... "Kul Hilmi" seninde, geçmiştir yaşın Doğrulmuyor belin, eğiktir başın. Kazdırır mezarın, yazdırır taşın Ölmeden kabrine, DİKER EL KIZI... |
Hece güzel, şir herzamanki gibi güzel,ama içeriği bende beğenmedim:))
Selamlar...