Aslı Gibidir
işte o geçmişindeki yolculuk yarasını
seni tedirgin bir mutluluğa uğurlarken gördüm ilk ki biliyorsun sen de kırıldıktan sonra yapıştırılmış bir yıldız daha ne kadar dilek tutmamıza izin verir ki ? ben adak vermeye çalışırken yalnızlığımı o beni kurban etmeye çalışıyordu şakaklarımda yeni dinmiş bir tufan sonrası ağır bir resmin gölgesindeyim kapılarımın kilidi kuytularında ürkek içimde bir kahin / efkar tellalcısı şimdi nerden başlamalı / akmalı / bitmeli çıplak bir semah gibi ağlamalı avutulmuş aşklar anto-lojisi kaybolan ciltlerin nafile izleri noter huzurunda bir yitiş / ama-lı bir yitiş kayıp sevgiliye ama-lar adresini arayan içime ama-lar tezgahımda ağrılı bir ucuzluk yüzme bilmeyen bakışlarım üniversiteden terk kederlerim oysa kocaman kendimin gölgesi kendi kendimin gölgesinde yeter ucuz bir melankoli mühürlü bir dehliz ipin ucunda sol yanımdan esen bir ihtimal rüzgarı lazım olan sadık bir köprü üstünden değil altından geçebileceğim bu kaçıncı suretim firar eden ihtilal taklidi yapan duygularım hep yanımda çıkmaz sokak tanrıları bu hayata daha kaç cümle sığar ? ya da bu cümlelere daha kaç hayat sığar? yine de ister / istesinler elbet sevdiklerim sakladığım / çoğalttığım benlerden sorarlarsa da söylerim bir dudak hareketiyle : "aslı gibidir / görülmüştür " |
tebrikler