kelebek gibi
gün batımındaki martıların çığlığı
yakamozlara dönüşürken gözlerinde ben hep seni özlerim eyy sevgili çekip giderken gün gökyüzünden... bulutları şekilden şekile sokarım her şeklin kimyasında sen varsın metafizik kurallarına aykırı belki de sensizken nefes alıyor lakin yaşamıyorum... hayatın halkaları eklenirken peşi sıra bir yerde düğüm oluyor olmazken halkalarda benim en zayıf yönüm sensin herkes bilir sakın çekip gideyim deme yazık diğer halkalara... teninin temas ettiği herne varsa toprak üstünde vebali sorulmadan direk cennetlik yeraltında rüzgar essin getirsin bana senden bir nefes ben cenneti rüzgara verdim en büyük hediye o bana... iki nasılki ikiyle birleşince dörtte mana kazanır benim ruhumda senle birleşince Hakka yakındır uzak durma bana ne olur biraz yakın dur sensizliğim alev almış savur içindeki külleri bana... kelebeğin yaşadığı güzel gün değerse bir ömre yıllarını geçiren kuş ne kadar mutluysa kafesinde ve bir dakikama anlamın en yücesi katılacaksa seninle istemiyorum uzun bir yaşam kelebek gibi hür olmalıyım /bende/ |
"-Annem duymasın babacığım, bir tek seni seviyorum, başkaları yalan," diye.
Paylaşım için teşekkürler.
Ne mutlu muhatabınıza.