Sayfalar
defterimde kan tozları
üflesem de yitmiyor kalıntıları ve bu hançerin kilidi sendeydi sayfa kırk defterimin arasında kurutulmuş düş taneleri simsiyah bir kılıç gölgesi sevda dalaşının karnında komada sivri ve tedirgin bu kamerin zehri keşke bu bahçede yeşermeseydi sahtekar pırıltı bitkileri Zekatı verilmemiş bir ihtilal gibi cinsiyetsiz bir ibadet gibi istiyorsun benden günlerin diyetini oysa daha ilk defterdi vahyolan tanımıyorsun sen benim kıyametimi çoktan karaya vurdum ben apaçık sihir yaptım diye İşte o yüzden yine hatırla diye sayfa otuzdört aynalar caddesinin en günahkar sürtüğüydün ki hepimiz gururluyduk bu mevkiinden yosmalıktan sürtüklüğe yükselmen kısacık bir aşk öyküsünden ibaret değildi çünkü akrebin zehri süt kalırdı yanında ama aynı zamanda sadıktın bir yıldız gibi bir yaprağın göbeğinde sadece yalnızlığın ışığında beliren bir sihir damlasıydın ve herşeye rağmen denizden yeni çıkmış taze bir yaşam gibiydin ürkek ve çılgın hallerinle en güzel pencere senindi hiç açılmayan sayfa Temmuz sen o gün mavisinde gözlerinde el değmemiş bir bulut daha yağmamış ama damla topluyorsun daha bir başına hesapsız umurunda olmadan nereye yağacağının ben seni görüyorum buluttanr çok güzel bir sancı dallarımda düş yaprakları ondan mıdır bilmem bir tek beni yıkıyorsun bir tek beni yıkıyorsun sonra bir falcı kadın kiralıyorsun oyuncak küresiyle birlikte o kadın beni yapraklı bir kurbağaya çeviriyor sen her seferinde hem yapraklarımı koparıyorsun hem de öpüyorsun yeni emekleyen vahamdan ama sonra sen gidelim o sayfaya hadi kırık sayfa sen kafama bir tas okyanus dökünce ayıldı hüzünlerim ama kazımıştın bir kere gövdeme "kadın erkeği seviyor" "öldüresiye" şimdi / şimdilerde şimdiye en yakın civarlarda sen zaten hep bu defterdin kopuk kopuk ben ellerinde hep sayfasızdım hep heceleyerek / heceledim seni adam olmadı hiç bu cümle hep bir hece defterin kıvrık tarafında git ki git ki gölgen yine hep öyle koksun öyle işte en başta olduğu gibi günahı bile bilmediğin zamanlardaki gibi yine sayfa otuzdört en günahkar bulut en çok sevendir denizin yuttuklarını dilimin altında hep bir dalga hangi kıyıydı çarpacağı bir unutsa... |
ibadetin cinsiyeti olur mu?